28 Ekim 2017 Cumartesi

Merkez'in duruşu piyasalara nasıl yansıyor


Milliyet yazarı Güngör Uras, Merkez Bankası'nın dünkü faiz kararını ve verdiği mesajları değerlendirdi. İşte Uras'ın o yazısı:


Merkez Bankası’nın faizi indirmesini bekleyenler var, yükseltmesini bekleyenler var.

İndirsin diyenler, “Faizi indirsin ki ülkede iş yapacaklar, yatırım, üretim yapacaklar, ev alacaklar faiz ucuzladığı için, daha fazla yatırım, üretim yapsınlar. Daha çok konut alsınlar. Ekonomi canlansın, istihdam artsın, ekonomi büyüsün” diyor.

Faizi yükseltmesini bekleyenler, “Faiz yükselmezse, ülkeye döviz akımı yavaşlar. Döviz açığımızı finanse edemeyiz. Döviz fiyatı artar” şeklinde konuşuyorlar.

Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Başbakan ve Sayın Bakanlar piyasadaki faizi yüksek buluyor.

Faiz inmeli, artmalı tartışmaları sürerken, Merkez Bankası’nın ‘Para Politikası Kurulu’, dünkü toplantıda faizleri değiştirmeme kararı aldı.

İstiyor ama indiremiyor

Merkez Bankası’nın bankalara borç para dağıtırken uyguladığı faiz oranları, ekonomide Hazine’nin borçlanma faizinin, mevduat ve kredi faizlerinin seviyesini belirliyor. Merkez Bankası bankalara 3 farklı pencereden borç veriyor. Bu 3 pencerenin borç verme tavanı belli. Merkez Bankası 3 pencerenin Faiz tavanını indirirse faizi indirmiş, çıkarırsa faizi artırmış oluyor.

Bu 3 pencereden, (1) Haftalık repo penceresinin faizinin tavanı %8.0, (2) Marjinal fonlama penceresinin faizinin tavanı %9.25, (3) Geç likidite fonlama penceresi faizinin tavanı %12.25.

Merkez Bankası birazı o pencereden, birazı bu pencereden harman yaparak her gün bankalara ortalama bir faizle borç veriyor. Buna da “fonlama maliyeti” deniliyor. Ekonomide tüm faiz oranlarını oluşturan Merkez Bankası’nın bankaları fonlama faizi ortalaması şu günlerde %12 dolayında.

Artışın bir sınırı var

Merkez Bankası faiz oranlarının tavanını değiştirmediğine göre bundan sonra bankalara kredi verirken faizi en çok % 12.25’e kadar artırır ama istediği kadar aşağıya çekebilir.

Merkez Bankası faizi neden artırıyor? Bankanın önceliği enflasyonu aşağıya çekmek. Öne çıkarmadığı arayışı, döviz girişinin kesilmesini, döviz fiyatının artmasını önlemek. İşte bu nedenle, yüksek faiz politikası uygulamak zorunda kalıyor ama faizi yüksek tutarken de ekonominin daralmamasına dikkat etmek zorunda.

Yüksek faiz politikası bankanın enflasyonu dizginlemek için elindeki tek araç değil. Ekonominin normalin üzerinde ısınmasını (talebin coşmasını) engellemek için bankaların kredileme imkânlarını değişik yollardan sınırlıyor. Faizi yükseltilirken buna ek olarak banka imkânlarının sınırlandırılmasına “Sıkı Para Politikası” deniliyor.

Merkez Bankası faiz konusundaki kararlarını açıklarken, “Sıkı Para Politikası”nın sürdürüleceğini tekrarlıyor. Bütün bunlardan sonra da devamlı şeker dağıtıyor: (1) Enflasyonda iniş umutları var. (2) Ekonomide büyüme umutları var şeklinde mesajlar vermeyi ihmal etmiyor.

Sıkı para politikası sürecek

Merkez Bankası dün neden sıkı para politikası uygulandığını da açıkladı. Enflasyonun bulunduğu yüksek seviyelerin ve çekirdek enflasyon görünümüne ilişkin gelişmelerin fiyatlama davranışlarında risk yarattığını, bu nedenle sıkı duruşunu enflasyonda gerileme görüleceğine kadar kararlılıkla koruyacağını belirtti.

Bu arada “Yüksek faiz, sıkı para politikası” uygulamasına rağmen, işler durmuyor, ekonomi büyüyor mesajını ihmal etmedi. Her şeye rağmen “iktisadi faaliyetin güçlü seyrettiği”ni tekrarladı.

Merkez Bankası’nın durumu böyle de, bu durum piyasalara nasıl yansıyor?

Eylülde manşet enflasyon %11.20, çekirdek enflasyon %10.98 idi. Hazine’nin gösterge faizi dün %12.60 dolayındaydı. Hazine %12.00 - %12.40 birikimli faizle borçlanabiliyor. Bankalarda ortalama ticari kredi faizi %16.88. Bankalar mevduata %12 - %14 faiz veriyor. Faiz cephesinde durumumuz budur efendim...

Alıntı:


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder