24 Mayıs 2013 Cuma

Oranlar ne anlama geliyor?

Net Satış Büyümesi: Şirketin satışlarının bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde kaç değiştiğini gösterir. Toplam puan içindeki ağırlığı diğer her rasyoda olduğu gibi yüzde 12.5 olarak belirlenmiştir.

Özsermaye Büyüme Oranı: Şirketin özsermayesi geçen yılın aynı dönemine göre yüzde kaç arttı ya da azaldı.

Esas Faaliyet Kârı Büyüme Oranı: Şirketin esas faaliyetinden elde ettiği kar geçen yılın aynı dönemine göre yüzde kaç değişti?

Net Kâr Büyüme Oranı: Şirketin ettiği net kar geçen yılın aynı dönemine göre yüzde kaç değişti?


Fiyat/Kazanç Oranı: Şirketin piyasa değeri, yıllık net karının kaç katı ediyor?

Piyasa Değeri/Defter Değeri Oranı: Şirketin piyasa değeri, şirketin özvarlıklarının kaç katı ediyor?

Piyasa Değeri/Net Satış: Şirketin piyasa değeri yıllık cirosunun kaç katı ediyor?

Sharp Net Kar Marjı Rasyosu: Şirketin net kar marjı ne kadar istikrarlı? Şirket her yıl istikrarlı kâr ediyor mu? Hesaplanışı ise; son beş yıldaki net kar marjı ortalaması/ Son beş yıldaki net kar marjı standart sapması

Alıntı:
http://finans.mynet.com/haber/detay/haber-analiz/96-bine-giderken-one-cikan-hisseler/86676/27#haber-baslik



12 Mayıs 2013 Pazar

Borsa’da hisselerin yarısı rekora duyarsız - 12.05.2013


Geçen haftalarda endeksin dolar bazında rekoru yakalayabileceğini, 90 bin puanı aşabileceğini belirtmiştik.

Bu tahminimiz geçen hafta gerçekleşti. Borsa’nın piyasa değeri olarak yüzde 66’sına sahip olan yabancı yatırımcıların ağırlıkta olduğu banka hisseleri, holdingler ve birkaç büyük şirket hariç tutulduğunda, rekorların yatırımcıyı çok fazla memnun etmediği ortada. Yeni halka arz edilen şirketler başta olmak üzere, 150-200 kadar şirket bir önceki rekor seviyelerinin çok ama çok altında işlem görmekte. Benim görebildiğim kadarıyla tabloda yer verdiğim şirketlerin dışında onlarca şirket yükselişten nasibini alamadığı gibi düşüş trendlerinde kayıplar yaşıyorlar. Doğal olarak azınlıkta kalan yerli yatırımcılar sürekli hisse senedi değiştirerek bu durumdan kurtulmaya çalışırken mayınlı araziden geçiyorlar. Tespitlerime göre yükselen şirketlerin ortak noktası yabancı yatırımcıların ilgi göstermesinde yatıyor. Bu ilginin ana sebebi kârlılık. Bu şirketler önceki yıllara göre kârlılıklarını artırarak öz sermayelerini güçlendiriyorlar. Sektör olarak bakıldığında bankacılık, petrol ve türevleri, çimento ve otomotiv yabancı yatırımcıların en fazla tercih ettikleri ve temettü gelirinden faydalandıkları sektörler. Bu grubu oluşturan hisselere yönelik son iki yıldır sürekli net alıcı konumundalar. Faizlerdeki düşüşler ağırlıklı olarak bankacılık ve otomotiv sektöründe kârlılıkları artırınca ilgi tamamen bu hisselerde yoğunlaşmış. Çarpıcı bir örnek vermek gerekirse son iki yılda yabancı ilgisinin neredeyse tamamen bittiği sportif AŞ hisselerinde fiyatlar zirve noktalarından neredeyse yüzde 60-70 aralığında geri gelmiş durumda. Bunun sebebi kârlılığı ve temettü gelirini ortadan kaldıran gelişmeler sonrası yabancı yatırımcıların devreden çıkarak bu sektörü terk etmelerinden kaynaklanıyor. Temettünün olmadığı yerde yabancı yatırımcıyı tutmak neredeyse imkansız gibi. Bu hisselerde peş peşe yapılan bedelli sermaye artırımları da yatırımcıyı küstürdü.

    Bunların dışında bir hikayesi olan ya da beklenti içinde olan bazı düşük sermayeli şirketlerde ise yerli spekülatörler bedelsiz avına çıkmış durumda ve bu nedenle bu hisseler de Borsa’da ilgi görmeye devam ediyor. Borsa’da hiç yükselmeyen ya da son düşüşte kan kaybederek düşüş eğilimine giren sanki krizdeymiş gibi hareket eden hisselerin durumuna gelecek olursak... Bu şirketlerin büyük bir kısmındaki düşüşün sebebi, özellikle yeni halka arz edilen şirketlerde ya yüksek fiyatlama ile halka açılma ya da patronlarının kendi şirketlerine güvenmeyerek halka arz sonrası hisse satışına devam etmesi ve bilançolarının çok zayıf olmasından kaynaklanıyor. Üst üste gelen bedelli sermaye artışlarına rağmen bu gelirlerin nerede kullanıldığının tam olarak bilinmemesi ve müzmin zararlar yabancı yatırımcıyı bir tarafa bırakın, yerli yatırımcıların da bu tip hisselerden uzaklaşmasına sebep oluyor.

Diğer grupta ise yabancı yatırımcı olmasına rağmen istenilen bilanço performansına sahip olunamama etkili oluyor. Zira bu şirketlere yabancı ilgisi zaman zaman artıyor. Ancak bilanço kârlılığı olmaması ve şirketlerin kâr dağıtım politikaları, beklenen yükselişlerin gecikmesine sebep oluyor. Ancak birkaç hisse gecikmeli de olsa bu yükselişe katılmayı bekliyor. Bir olumlu haber ya da olumlu gelebilecek ilk çeyrek bilanço sonrası yükselmeyen bazı şirketlere de talep olabilir. Yatırımları devam eden, kâr düşüşü veya zararı bu yüzden olan şirketler önümüzdeki yıllarda şu anki durumdan sıyrılarak hem kazanç sağlayabilirler hem de Borsa’da hisse fiyatları hızla yükselebilir. Müzmin bir şekilde öz kaynak sorunu yaşayan ve çıkış yolu bulamayan şirketlerde ise durum biraz sıkıntılı gözüküyor.

    Sonuç olarak maalesef Borsa’ya ilgiyi artıralım derken sayıca çok fazla halka arza rağmen yatırımcı sayısının artmaması, Türkiye’nin önde gelen şirketlerinin değil de orta ve küçük ölçekli şirketlerin borsaya açılmalarına müsaade edilmesi, bu şirketlerin sermaye piyasalarında tecrübesiz olması ve yüksek fiyatla açılmaları ve zarar eden kuruluşlar olmaları yatırımcıyı kaçırdı. Yabancı ilgisi ile güçlü ve kârlı şirketlerin şu anki fiyatlarını da yüksek bulan yerli yatırımcının, ilgisini ucuz ama riskli hisselere kaydırması da ayrı bir sorun teşkil etti. Sonuç olarak piyasalarda endeksi oluşturan ve hesaplamalarda kullanılan banka ve büyük ölçekli 20-30 kadar şirketteki yükselişler rekorun kırılmasında etkili olurken bu yükselişe katılamayan onlarca hatta yüzlerce şirkete yatırım yapan yatırımcılar sıranın kendilerine gelmesini endişeyle bekliyorlar.

Altın, yön arıyor

Beklentilerin üstünde gelen ABD istihdam verileri ve Avrupa Merkez Bankası’nın faiz indirimi sonrası parite 1,32 direnç noktasını aşamamıştı. Geçen hafta da benzer şekilde ABD ekonomisinin toparlanmaya devam ettiği sinyalini güçlendiren veriler sonrası, parite 1.30 psikolojik desteğinin altına gerileyerek 1.2989 seviyesinden kapattı. Altın fiyatları büyük düşüşün ardından tepki alımlarıyla 1487 seviyelerine kadar yükseldiyse de tahminlerimiz doğrultusunda düşüş eğilimini sürdürerek 1427 dolar/ons seviyelerine kadar geriledi. Petrol ise şimdilik gelişmelerden fazla etkilenmeyerek 103,91 seviyesinden kapattı.

    Japonya’nın para arzını genişleterek Yen’in değerini düşürmeye devam etmesi, ABD Merkez Bankası FED’in tahvil alımlarına devam etmesine rağmen Avrupa’nın hâlâ faiz indirmek zorunda kalışı parite ve altını baskıda tutuyor. Paritenin sınırları belli. Altın fiyatlarını tahmin etmek ise daha güç. Ons 12 yılda 8 kat yükseldi ve düzeltme hareketine geçti. Belki de son 12 yılın yükselişinin en önemli düzeltme hareketini yapıyor. Her yükseliş sonrası biraz daha zayıflayarak kayıplarını artırıyor. Daha ne kadar düşebilir, sorusuna cevap verebilmek için hem ekonomik gelişmelerin hem de siyasi gelişmelerin sonucunu beklemek gerekir. Herhangi bir savaş ya da belirsizliğe yol açacak bir çatışma olmazsa bu ekonomik gidişata göre 1300 hatta daha da aşağıları görmesi mümkün, yükselişe geçmesi zor olan onsun 1527 doları geçmediği sürece dip arayışını sürdürmesi daha güçlü ihtimal.



Alıntı:
http://www.zaman.com.tr/ekonomi/borsada-hisselerin-yarisi-rekora-duyarsiz_2088776.html

11 Mayıs 2013 Cumartesi

Hisse Alımı


Analistlere göre, yatırımcılar, büyüyen, satış gelirlerini ve karlılığını artıran, borç oranlarını düşüren, ayrıca değerleme olarak çarpanları (F/K (fiyat/kazanç), PD/DD (piyasa değeri/defter değeri) borsa ortalamalarına yakın veya altında işlem gören şirket hisseleri arasında seçimler yapmalı.