31 Aralık 2017 Pazar

Sermaye önce içeride birikir

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Mehmet Ali Akben, bankacılık ve finans sektörünün 2017 yılı gerçekleşmeleri ve 2018 öngörülerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

2017'nin bankacılık ve finans sektörünün küresel ve yerel dalgalanmalara karşı dayanıklılığının bir kez daha test edildiği ve bu testten de yüzünün akıyla çıktığı bir yıl olduğunu belirtten Akben, ülkenin büyüme rakamlarını anımsatarak, bu nedenle dünyanın önde gelen yatırım kuruluşlarının Türkiye için 2017-2018 büyüme tahminlerini yukarı yönlü revize etmek durumunda kaldığını söyledi.

Akben, Bank Of China'nın Türkiye'ye gelmesiyle birlikte ülkeye doğrudan sermaye aktarımı olduğunu ve olacağını ifade ederek, şöyle devam etti:

"Bu aynı zamanda bizlere ülkesel çeşitliliği de kazandırıyor. Avrupa bölgesinden bankalarımız var, şimdi Çinli iki bankamız oldu. Japon bankamız mevcut. Körfez bölgesinden bankalar mevcut. ABD'den, Rusya'dan ve İngiltere'den bankamız var. Bu çeşitlilik de bizler için önemli, bir sigorta anlamı taşıyor. Körfez bölgelerinden sektöre ilgi var. Bizim yerli yatırımcılarımızın da bu alanda söz sahibi olması lazım. Zaman geliyor bir takım operasyonlara maruz kalıyoruz. Bu durumda içeride yerli, güçlü yapılar oluşması lazım. İş adamlarımız banka kuramıyorsa diğer finansal kuruluşlardan (leasing, tüketici finansmanı gibi) kursun... İş adamlarımıza bu çağrıyı hep yapıyorum. Sermaye önce içeride birikir. Sektörün yüzde 46-47'si yabancı sermayeli. Tabi ki gelen yabancı sermaye de yerli sermayeye dönüşüyor. Dışarıdan da sermaye çekmemiz lazım, bu güzel bir durum. Demek ki, ülkemize güveniyorlar. Bunun yanında içerideki yastık altı ya da atıl duran varlıkların da sermayeye yansıması lazım."

"Yapı Tasarrufu Sandığı 2018'de faaliyette"

Akben, birçok Avrupa ülkesinde olan dar gelirlilerin tasarruflarıyla konut sahibi olmalarını sağlamaya dönük 'Yapı Tasarruf Sandığı' sisteminin Türkiye’de de kurulması için çalışmalar yaptıklarını hatırlattı.

Sistem ile dar gelirlilerin para biriktirerek konut sahibi olmaları ve aynı zamanda da bir tasarruf imkanının kolaylaştırılmasının amaçlandığını anlatan Akben, "Çalışmalar hemen hemen tamamlandı. 2018'de bu sistemin faaliyete geçmesini bekliyoruz." dedi.

Akben, "Türkiye'deki diğer güçlü, banka sahibi olmamış ya da bankalarını satan iş adamlarının tekrar bu alana yatırım yaparak, yeniden finansal kuruluş sahibi olma yönünde çaba sarf etmelerini umuyorum. Bankacılık sektörüne yerli yatırımcıların ilgi göstermesini bekliyorum. Yerli yatırımcılar sıfırdan olacağı gibi TMSF'nin elinde bulunan bankaları da satın alarak Banka kurabilir. Bankacılık sektörü stratejik bir alandır. Buralarda yerli yatırımcıların olması gerekir. Bunu bir kişi yapamıyorsa ortaklık şeklinde olabilir." ifadelerini kullandı.

"Emlak Bankası ve PTT Bank geliyor"

"2018 yılında sektöre yeni katılımlar olacak mı?" sorusu üzerine Akben, "Emlak Bankası'nın kuruluş işlemleri tamamlandı. Onlar gelecek. Bunun yanı sıra PTT gelecek. 'PTT Bank' diye bir katılım bankası tasarlanıyor. PTT'nin 4 bin 500 civarında irtibat noktası olması avantaj." değerlendirmesini yaptı.

Alıntı:
http://www.finansgundem.com/haber/is-adamlarina-banka-kurun-cagrisi/1263874

İşte 2017'nin en çok kazandıran yatırım aracı

Borsa İstanbul'da hisse senetleri, 2017'de ortalama yüzde 47,60 artış ile başlıca yatırım araçları arasında en fazla kazandıranı oldu
2016 yılını 78.138,66 puandan kapatan BIST 100 endeksi, 2017'yi 115.333,01 puanla rekor seviyeden tamamladı. Endeksteki yıllık artış 37.194,35 puan ve yüzde 47,60 olarak gerçekleşti. Böylece, bu yıl yatırım araçları içerisinde en fazla kazandıran borsa oldu.

Kapalıçarşı'da 24 ayar külçe altının gram satış fiyatı yüzde 21,13 artarak 2017 yılında 158,80 lira oldu. Geçen yılın sonunda 131,10 liradan satılan 24 ayar külçe altının gram satış fiyatı 2017 yılının son işlem gününde 158,80 lira olarak gerçekleşti. 2016 yılını 877,00 liradan tamamlayan Cumhuriyet altınının satış fiyatı ise bu senenin sonunda 1.062,00 lira oldu. Cumhuriyet altınının satış fiyatında bu yıl yüzde 21,09 artış kaydedildi.

ABD doları da 2017 yılını önceki yıla göre kazançla kapattı. TL karşısında ABD dolarının yıllık artışı yüzde 7,69 olurken, avronun satış fiyatında ise yıllık bazda yüzde 22,48 yükseliş görüldü.

2017 yılında yatırım fonları ortalama yüzde 12,95 kazandırırken, emeklilik fonlarının getirisi ise yüzde 14,69 oldu.

Alıntı:
http://www.borsagundem.com/haber/iste-2017nin-en-cok-kazandiran-yatirim-araci/1263845


Türkiye'nin ‘En Büyük 500 Özel Şirketi Araştırması'nın sonuçları açıklandı

En büyük Tüpraş, en kârlı Enka

Capital dergisi tarafından düzenlenen Türkiye'nin ‘En Büyük 500 Özel Şirketi Araştırması'nın sonuçları açıklandı.

Araştırma kapsamında ciro, karlılık, ihracat ve istihdam rakamlarına göre değerlendirilen şirketlere 8 kategoride 24 ödül verildi. Araştırmada Türkiye ekonomisinin sürdürülebilir zeminde büyümesine katkı sağlayan şirketler ciro büyüklüğüne göre sıralanıyor. Buna göre, Tüpraş, Petrol Ofisi ve THY, ‘Türkiye'nin En Büyük Şirketleri’ olurken, Çelikler Taahhüt İnşaat, Nurol Makine ve YSE Yapı Sanayi de ‘Cirosunu En Çok Artıran Şirketler’ arasında yer aldı.

EN ÇOK ÇALIŞAN BİM’DE

‘En Çok Kar Eden Şirketler’ kategorisinde Enka İnşaat, Ereğli Demir Çelik ve Turkcell, ‘Kârını En Çok Artıran Şirketler’ kategorisinde ise Anadolu Cam, Kaptan Demir Çelik ve Çelikler Taahhüt İnşaat ilk 3 sırayı paylaştı. 

‘En Çok İhracat Yapan Şirketler’ Ford Otosan, Tofaş Oto Fabrika ve Arçelik, ‘İhracatını En Çok Artıran Şirketler’ ise Tepe İnşaat, Sanko Pazarlama ve Enerji Petrol Ürünleri oldu. ‘En Fazla Çalışanı Olan Şirketler’ kategorisinde BİM, LC Waikiki ve Türk Telekom, ‘Çalışan Sayısını En Çok Artıran Şirketler’ kategorisinde ise Sinpaş Yapı, Aras Elektrik Dağıtım ve Altın Ateş Kimya yer aldı. Bu yıl 20'ncisi yapılan araştırma kapsamında, Fiba Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Özyeğin, onur ödülüne layık görülürken, ‘Vodafone Dijitalleşme Özel Ödülü’nü ise Borusan Holding aldı.

DÜNYA ÇOK HIZLI DEĞİŞİYOR

Türkiye'nin En Büyük 500 Özel Şirketi Araştırması'nda onur ödülüne layık görülen Hüsnü Özyeğin de son 50 yılda dünyada Fortune 500 listesine giren şirketlerin yüzde 80'inin artık listeye giremediğini belirterek, dünyada değişimin çok hızlı olduğunu anlattı. Özyeğin, genç girişimci şirketlerin, sıfırdan şirket kurup çok küçük sermayelerle ve Türk insan kaynağıyla döviz kazandırdığının altını çizdi. Rusya'da banka yatırımı olduğunu anımsatan Özyeğin, "Rusya gibi çok kolay olmayan bir ülkede 20 yıldır bankacılık yapıyoruz. Oradaki tüm yöneticilerimiz Türk. Çünkü Türkler dünyanın her yerine gidip başarılı olan insanlar. Bunun en önemli örneği bankacılar değil, benim her zaman gururla anlattığım Türk müteahhitleridir" dedi. Özyeğin, üniversite kurarak girişimciliği desteklediğini belirterek, özel sektörün üniversitelerle iş birliği yapması gerektiğini vurguladı.

Alıntı:


16 Aralık 2017 Cumartesi

Kredi Kartı: Olmayan Parayı Harcamak

Hayatı kolaylaştıran ödeme aracı mı yoksa bütçemiz için bir tuzak mı? Bloomberg HT Editörü Akın Aytekin Türkiye'nin giderek artan kredi kartı harcamalarını ele alıyor...

Bütçemizi düzenleyerek istediklerimizi yapmamızı sağlayan dâhiyane ödeme araçları mı yoksa ayağımızı yorganımızdan çıkarmamıza neden olan bir tuzak mı?

Bu tabii ki insanların harcama alışkanlıkları ile alakalı bir sorudur. Türkiye genelinde bu yılın ilk 9 ayında kredi kartlarından tam 482 milyar lira harcandı.

Bankalararası Kart Merkezi’nin verilerine göre 80 milyon nüfuslu ülkemizde kredi kartı sayısı 2017’nin ilk dokuz ayında geçtiğimiz yıla göre 2 milyon artarak 61 milyona ulaştı. Ülkede 15 yaşın altında çocuk olarak tanımlanan nüfusu (19 milyon) genel nüfus rakamından (80 milyon) çıkardığımızda Türkiye’de neredeyse her bir kişiye bir kredi kartı düştüğü görülüyor.

Peki kredi kartıyla ne kadarlık harcama yapıyoruz?

Dolaşımdaki 61 milyon kredi kartıyla bu yıl yalnızca Eylül ayında 281 milyon adet işlem gerçekleştirildi. Bu 281 milyon adet işlemin toplam tutarı ise 57 milyar lira oldu. Kredi kartlarıyla 2017 yılının ilk dokuz ayında tam 482 milyar TL’lik alışveriş yapılırken, bu rakam 2012 ile karşılaştırıldığında (260 milyar TL) neredeyse yüzde 100’lük bir artışa işaret ediyor.

Toplam işlem miktarını işlem adedine bölerek kart başına yapılan harcamalara bakarsak, Eylül ayında her bir karttan her seferinde ortalama 187 liralık çekim yapıldığı ortaya çıkıyor. Bunu 2017 geneline vurduğumuzda ise yılın ilk dokuz ayında kart başına her çekimde 194 liralık harcama yapıldığı görülüyor. 2016 yılında 189 lira olan bu rakam 2015’te 182 lira ve 2014’te de 171 milyar lira olmuştu.

Kredi kartı sayısının ve harcamaların çoğalması internetten yapılan alışverişleri de hızlandırıyor. İnternetten yapılan alışveriş oranı (73 milyar TL) bu yılın ilk dokuz ayında toplam harcamaların yüzde 15’ini oluştururken, bu oran 2016’nın aynı döneminde yüzde 12 (51 milyar TL) ve 2015’in aynı döneminde de yüzde 10 (41 milyar TL) olmuştu.

Sevdiklerinize ısmarlayacağınız bir yemek, kendinize alacağınız yeni bir spor ayakkabısı veya daha önce hiç görmediğiniz yerlere gitmek için alacağınız bir uçak bileti… Kredi kartının kullanım alanları oldukça geniş, fakat harcamalarınızı yaparken yorganınızın büyüklüğüne de dikkat edin.

Yani sonuç olarak dijital para devriminin gerçekleştiği ve nakit para kullanımının giderek azaldığı bir dönemde, kredi kartlarının kullanılacağı ve daha fazla artacağı şüphesiz…

Asıl soru ise bizim kredi kartlarının patronu mu, yoksa esiri mi olacağımız?

Alıntı:
http://www.businessht.com.tr/ekonomi/haber/1756224-kredi-karti-olmayan-parayi-harcamak