28 Ağustos 2020 Cuma

Kamuya ait sigorta şirketleri TVF çatısı altında birleşti

 Kamu sigorta şirketlerinin TVF bünyesinde birleştirilmesi, şirket genel kurullarında onaylandı

Türkiye Varlık Fonu (TVF) tarafından yürütülen, kamu sigorta şirketlerinin tek çatı altında birleştirilmesi süreci, yapılan genel kurul toplantılarında onaylandı.


Türkiye Varlık Fonu açıklamasına göre, Fon tarafından ülke ekonomisinin tasarruf bazının büyütülmesi, bankacılık dışı finansal sektörün geliştirilmesi, aynı zamanda Yeni Ekonomi Programı kapsamında sigortacılık ve bireysel emeklilik alanında planlanan reformlara ivme kazandırılması amacıyla yürütülen, kamu sigorta şirketlerinin tek çatı altında birleştirilmesi süreci, yapılan genel kurul toplantılarında kabul edildi.


Birleşmenin onaylanmasına yönelik genel kurullar; Halk Hayat Emeklilik AŞ, Ziraat Emeklilik AŞ ile Vakıf Emeklilik ve Hayat AŞ için 24 Ağustos 2020; Halk Sigorta AŞ, Ziraat Sigorta AŞ ve Güneş Sigorta AŞ için ise 27 Ağustos 2020 tarihinde gerçekleşti.


Dünyada prim üretiminde 39’uncu, kişi başına düşen yıllık doğrudan prim üretimi oranında ise 65’inci sırada olan Türkiye’de, sigorta sektörünün yapılanması konusunda adımlar atılması gerekliliği Yeni Ekonomi Programı’nda ortaya konmuştu.


Bu hedefle çıkılan yolda; kamu sigorta ve bireysel emeklilik şirketlerinin faaliyetlerini tek bir çatı altında sürdürmesinin ölçek ekonomisinin oluşturulmasına, sağlanacak verimlilik ile maliyetlerin düşürülmesine, bankacılık dışı finansal sektörün payının dünya ortalamalarına yükselmesine ve Türkiye’den bölgesel bir sigorta lideri oluşturulmasına katkı sunması hedefleniyor.


Öte yandan Güneş Sigorta'dan Kamuyu Aydınlatma Platformu'na (KAP) gönderilen açıklamada, şirketin unvanının Türkiye Sigorta AŞ olarak değiştirilmesine ve birleşme nedeniyle kayıtlı sermaye tavanının 540 milyon TL'den 5 milyar TL'ye çıkarılmasına karar verildiği bildirildi.


Tek Çatı sürecinin finansal piyasalarda iyileşme ve derinleşmeyi de destekleyeceği öngörülüyor


Söz konusu gelişmenin sigorta sektörünü daha dinamik bir yapıya kavuşturarak, Türkiye’nin stratejik yatırımlarına sermaye sağlanması sürecini; aynı zamanda finansal piyasalarda iyileşme ve derinleşmeyi de destekleyeceği öngörülüyor.


Açıklamada verilen bilgilere göre, birleşmiş kamu şirketlerine ilişkin tüm detaylı bilgiler, önümüzdeki günlerde Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın katılımı ile düzenlenecek tanıtım toplantısında kamuoyu ile paylaşılacak.


Yol bilgilenmekten geliyor

 Borsaya para yatırmaya karar vermeden önce onu iyice tanımalı, şirketlere güvenebilmeli, niçin hisse senetleri ile ilgilendiğinizi ve karşılığında neler beklediğinizi, yatırım amacınızın uzun vadeli mi kısa vadeli mi olduğunu anlamalı ve fiyatlarda gerçekleşebilecek ani, beklenmedik ve ciddi düşüşlere nasıl tepki göstereceğinizi önceden kestirebilmelisiniz.


Yatırım gurusu Peter Lynch, “Kendi eğilimlerinizi iyice tanımanızda yarar var, çünkü eğer kararsızsanız ve borsaya inancınız yoksa bu sizin potansiyel bir borsa kurbanı olduğunuzu gösterir. Yani ilk tehlikede paniğe kapılarak elinizdeki hisseleri zararına satabilirsiniz.” diyor.


Borsada başarılı bir yatırım yapıyorsanız kendi reaksiyonlarınızı gözden geçirmelisiniz. Bunun da yolu bilgilenmekten geliyor.


Borsadaki şirketler için F/K oranı ve temettü verimi bilinmesi gereken iki önemli gösterge.


F/K: Bir şirketin toplam piyasa değeri/yıllık karı’dır. Borsadaki yatırımın kendisini amorti edeceği süreyi verir ve bu oran ne kadar düşük olursa hisse için ödenen paranın geri dönüşünün o kadar kısa olduğunu gösterir.


Temettü verimi ise: Toplam Ödenen Temettü / Şirketin Piyasa Değeri’dir. Bir şirketin hisse senedi fiyatına göre ne kadar temettü dağıttığını gösteren orandır.


Yani mümkün olduğunca düşük bir vadede kendini amorti edecek hisseyi yüksek kâr payı ödeme potansiyelinde aldığınızda hisse senedindeki büyük dalgalanmalar sizi çok fazla etkilemeyebilir. Uzun vadede bu yatırımın karşılığını alırsınız.


26 Ağustos 2020 Çarşamba

TPAO ve BOTAŞ halka arz edilecek

 Karadeniz'deki Sakarya bloğunda doğalgaz bulunmasının yankıları devam ediyor. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak ise bu keşifle birlikte BOTAŞ ve TPAO'nun halka arzının önünün açıldığını söyledi.

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın yaptığı açıklamada Karadeniz’de keşfedilen doğalgaz kaynaklarının büyümesi ve geliştirilmesiyle birlikte TPAO ve BOTAŞ’ın halka arzının önünün açılabileceğini belirtti.


Dün katıldığı canlı yayında soruları yanıtlayan Albayrak, Karadeniz’de keşfedilen doğalgaz rezervi hakkındaki sorulara yanıt verirken, “Bu son süreç gerek TPAO ve gerek BOTAŞ’ı farklı bir lige çıkaracak. Önümüzdeki kısa vadede bu keşiflerin gelişmesiyle birlikte gerek TPAO, gerek BOTAŞ’ın bilançoları önce yurt içi, sonra yurt dışı olabilir, halka arz sürecinin de önünü açacak” dedi.


Albayrak, keşfin Türkiye’nin uzun vadede doğalgaz ithalatı için müzakerelerinde elini güçlendiren bir koz olduğunu, doğalgaz keşfinin ithalat yapılan ülkelerle işbirliğini de ilerletmeyi sağlayacağını ifade etti.


Albayrak, “Bizlerin yıllardır işbirliği yaptığı ülkeler, Rusya ve İran’dır. Bu keşif yeni dönemde Türkiye açısından, bu ülkelerle yeni işbirliklerinin doğurabileceği bir süreci başlatıyor. Belki üretici ülke olarak farklı işbirlikleri yapacağız. Rusya en zor dönemimizde bile bizi yarı yolda bırakmadı” dedi.


HALKA ARZ NEDİR?


Halka arz, Sermaye Piyasası araçlarının satın alınması için her türlü yoldan yapılan genel bir çağrıyı

ve bu çağrının devamında gerçekleştirilen pay satışı olarak tanımlanmaktadır.


HALKA ARZ NEDEN YAPILIR?


Şirketin halka arz edilmesinin ana nedenleri ise finansman sağlaması, likidite ihtiyacı için, yurt içi ve yurt dışında daha yaygın tanıtımı için, kurumsallaşma sağlanması, kredibilitesini yükselmesi ve globalleşmenin sağlanması amacıyla yapılmaktadır.


19 Ağustos 2020 Çarşamba

Borsaya yeni girenler için 5 temel tavsiye

 Bu beş tavsiyeyle kazananları bulacak, duygularınızı kontrol altına alacak ve karmaşık zamanlarda perspektifinizi koruyacaksınız.

Hisse senedi almak zor bir şey değil. Asıl zorlu olan, sürekli piyasaların zirvesinde olan şirketleri seçmek.


Bu birçok insanın yapamadığı bir şey ve siz de bu yüzden hisse senedi tavsiyelerini araştırıyorsunuz. Nerd Wallet’ın derlediği aşağıdaki tavsiyeler, denemiş ve onaylanmış stratejilerden oluşuyor.


Başlamadan önce bir bonus tavsiye: hiçbir zaman portföyünüzün %10’undan fazlasını tek bir hisseye yatırmanızı önermiyoruz. Geri kalanı endeksteki düşük bütçeli yatırım fonlarının bir karması olabilir, ancak çeşitliliği korumak kaydıyla. Önümüzdeki beş yılda ihtiyacınız olan paraysa, herhangi bir hisseye yatırılmamalı.


5 hisse senedi piyasası yatırım tüyosu:


- Duygularınızı kenara bırakın

- Kağıt değil, şirket seçin

- Paniğe kapılacağınız zamanlar için hazırlıklı olun

- Hisse pozisyonlarınızı minimum riskle oluşturun

- Hızlı alım-satımdan kaçının



1. Duygularınızı kenara bırakın


“Yatırım yaparken başarı, zekayla doğru orantılı değildir. İhtiyacınız olan şey, diğer insanlarının başını yatırım yaparken derde sokacak olan telaşlılıktan kurtulmak.” Bu cümle Warren Buffet’ın dehasının bir ürünü. Berkshire Hathaway başkanı ve yatırım gurusu Buffet, yatırımcılara duygularını değil akıllarını dinlemeleri gerektiğini söylüyor. Aslında duyguların yönlendirdiği hızlı ve ani alım-satımlar, yatırımcıların portföylerine zarar vermelerinin en temel sebeplerinden.


Yazının devamında gelecek diğer tüm hisse senedi tavsiyeleri, yatırımcıların uzun süreli başarı yakalamak için geliştirmesi gereken mizacı oluşturmalarına yardımcı olacak.


2. Kağıt değil, şirket seçin


Ekonomi ve haber kanallarına her baktığınızda aşağıda, harflerden oluşan bir çorbayı görmemek mümkün değil. Ancak hisse senedi seçmek sizin için soyut bir kavram olmaktan çıkmalı. Unutmayın ki, bir şirketin hissesini almak, sizi o şirketin ortağı yapar.


Kendinize potansiyel iş ortakları ararken kafa karıştırıcı miktarda fazla bilgiyle karşı karşıya geleceksiniz. Ama “satın alım” şapkanızı takarsanız, doğru hisseleri bulmanız kolaylaşacak. Hissesini satın alacağınız şirketin nasıl çalıştığını, piyasadaki ve sektördeki yerini, rakiplerini, uzun vadeli hedeflerini ve fırsatlarını ve sizin portföyünüze ne katabileceğini bilmek isteyeceksiniz.


3. Paniğe kapılacağınız zamanlar için hazırlıklı olun


Tüm yatırımcılar zaman zaman hisselerle ilgili görüşlerini değiştirme eğiliminde olurlar. Ancak anlık kararlar almak klasik yatırım gafı yapmaya neden olur: yüksekten alıp, düşünce satarsınız.


İşte tam da bu noktada günlük tutmak işte yarayabilir. Portföyünüzdeki herbir hissenin neden elde tutmaya değer olduğunu yazın ve zihniniz berraklaştığındaysa, satmanızı haklı çıkaracak sebepleri sıralayın.


Örneğin: Şirketin önemli müşterilerinden birini kaybetmesi, yeni gelen CEO’nun şirketin yönünü değiştirmesi, önemli bir rakibin ortaya çıkması gibi.


4. Hisse pozisyonlarınızı minimum riskle oluşturun


Bir yatırımcının süper gücü zamanlama değil, zamandır. En başarılı yatırımcılar hisse senetlerini yıllar, hatta on yıllar sonra kazanç elde etme amacıyla alırlar. Bu sizin de satın alımlarınızı zamana yayabileceğinizi gösteriyor. İşte fiyat oynaklığına karşı risklerinizi azaltabilecek üç satın alma stratejisi:


Fiyat ortalaması: Bu biraz karmaşık gelebilir, ama değil. Fiyat ortalaması almak, belirli bir miktar parayı düzenli aralıklarla yatırımda kullanmak anlamına geliyor. Örneğin, bir hafta ya da bir ay arayla.


Önceden belirlenmiş olan bu miktarla, hisse fiyatları düştüğünde daha fazla hisse alabilir, yükseldiğindeyse daha az alabilirsiniz ancak genel bir bakışla, bir Hisse için ödediğiniz miktarı eşitler. Bazı online yatırım siteleri, yatırımcıların otomatik bir yatırım takvimi kurmalarına yardımcı oluyor.


Üçte bir payla alın: Tıpkı fiyat ortalamasıyla alım gibi, üçte birle almak da, tek seferlik alımda oluşabilecek moral bozukluğuyla savaşmanıza yardımcı olur. Yatırım yapacağınız para miktarını üçe bölün ve her bir bölümüyle hisse alın. Bunu düzenli aralıklarla (haftalık, aylık vs.) ya da şirket performansına ya da şirket haberlerine bakarak yapabilirsiniz.


‘Sepet’ yapın: Hangi şirketlerin uzun vadede kazandıracağını kestiremediğinizde, hepsini alın. Hisse senetlerinden bir sepet yapmak, “onu” seçme stresinden sizi kurtarır. Birçok hisseniz olduğunda, birinden biri yükseldiğinde ya da düştüğünde büyük kayıplarınız olmayacak. Bu stratejiyle aynı zamanda size en çok kazandıran hisseyi de keşfedip, ileride buna göre pozisyon alabilirsiniz.


5. Hızlı ve ani alım-satımdan kaçının


Hisse senetlerinizi yılın her çeyreğinde kontrol etmeniz yeterli olacaktır. Ancak gözünüzün sürekli borsada olması zor. Bu durum kısa vadeli durumlarda, şirket değerine odaklanmaktansa, ani gelişmelerle hareket etmenize neden olur.


Hisselerinizden biri sert bir fiyat hareketi sergilediğinde, bu duruma neyin sebep olduğunu araştırın. Hisseniz piyasanın ilgisiz bir olaya verdiği tepkiden mi etkileniyor? Şirkette bir şeyler mi değişti? Uzun vadeli öngörünüzü etkileyen bir değişim mi?


Kısa vadeli olaylar çok nadiren uzun vadede etkili olurlar. Ancak bu, elbette hisse senedi satın alırken seçtiğiniz şirketin uzun vadede nasıl performans gösterdiğine bağlıdır. Önemli olan yatırımcıların bu kısa vadeli ve anlık değişimlere nasıl tepki verdiği.



11 Ağustos 2020 Salı

Apple’ın piyasa değeri 2 trilyon dolara koşuyor

 Dünyanın en değerli şirketi olan Apple’ın hisseleri geçen hafta yüzde 5 yükseldi. Böylece Apple’ın piyasa değeri 2 trilyon dolara iyice yaklaştı.

Steve Jobs, dokuz sene önce Apple yönetiminin en tepesindeki görevini Tim Cook'a devretmişti. Şirket, aradan geçen süreçte hızla büyüdü ve dünyanın en değerlisi oldu. Bloomberg'de yer alan habere göre, geçen hafta hisseleri yüzde 5 yükselen Apple'ın piyasa değeri 2 trilyon dolara yaklaştı! Steve Jobs hayatını kaybettiğinde bu rakam 350 milyar dolardı.

‘TEKNOLOJİ DÖNGÜSÜ ÇOK BÜYÜK OLDU'

Risk sermayesi şirketi Hoxton Ventures'in ortaklarından Hussein Kanji, Steve Jobs hayatını kaybettiğinde Apple'ın uzun vadeli görünümü hakkında uyarıda bulunduğunu hatırlattı. Kanji, “Bu teknoloji döngüsü beklediğimden çok daha büyük oldu. Tüm hisse senetleri içinde Apple, tarihin en büyük nakit yaratma makinesi haline geldi” ifadelerini kullandı.


10 Ağustos 2020 Pazartesi

Yatırımın altın kuralı

 Piyasalarda hareketli bir haftayı geride bırakırken, yatırımcıyı yeni haftada neler bekliyor? Zeynep Aktaş, Milliyet'te bugünkü yazısında buna değiniyor. İşte "Yatırımlarda altın kural: Sepet yapın" başlıklı o yazı...

Dalgalı piyasalarda yatırımda fon sepeti oluşturmanın önemi daha fazla artıyor. Yatırım fonları içerisinde ise değişken fonlar öne çıkıyor

Piyasalarda ağustos yüksek oynaklıkla başladı. 2018’in Ağustos’unda 7.24 seviyesine tırmanan dolar kuru, 2 yıl sonra 7 Ağustos’ta serbest piyasada 7.49’u test etti. Altının ons fiyatının 2.000 doların üzerine çıkması ile başlayan süreçte dolar kuru 7.49’u test ederek yeni zirve yaptı. Euro 8.71 ile 9 lira sınırına dayandı. Gümüş 30 dolar hedefine doğru ilerliyor. Alternatif yatırım enstrümanlarında görülen hareketlilik yatırımcıların bu yöne kaymalarına neden oldu. Gelişmelere baktığımız zaman dolar, euro, altın ve gümüşte yaşanan yukarı doğru sert hareketler sonrası Merkez Bankası TL’yi cazip hale getirmek için yeni tedbirler alabilir.

BIST 100 Endeksi’nden iki sıfır atılmasının ardından ilk defa 1.000 seviyesinin altına kayarak 935’e kadar geriledi. Endeks, haftayı ise 50 haftalık ortalamanın bulunduğu 1.060 seviyesinden tamamladı. Bundan sonra önemli olansa 50 haftalık ortalamanın üzerinde kalıp kalamayacağı. Borsadaki düşüşün likidite sıkışıklığından kaynaklanması geçici olma ihtimalini güçlendiriyor. Endeks ve hisselerdeki aşırı değer kayıpları hisse senetlerinin defter değerlerinin altında hareket etmelerine yol açıyor. Bu durumun uzun süre devam etmesi beklenmemeli.

Getiri arayışı

Enflasyondaki artış oranı ile faizlerin düzeyi bir arada değerlendirildiğinde TL enstrümanlar cazip bir seçenek oluşturamamakta. Birikim sahipleri ister istemez alternatif kanallara kayıyor. Temmuz itibariyle TÜFE 11.76 seviyesinde bulunuyor. Politika faizi ise 8.25. Enflasyon karşısında faizin böylesine düşük olduğu bir ortamda birikim sahipleri küresel bazdaki gelişmeleri de göz önünde bulundurarak tasarruflarını koruyacak enstrümanlara yöneliyor.

Buna ilave olarak Kredi Risk Primi’nin (CDS) yükselmesi ve hareket alanlarının daralması küresel oyuncuların piyasadan çekilmesine yol açtı. 2020’nin ilk yedi ayında yabancılar 5 milyar dolarlık satış gerçekleştirdi.

Dolar, borsa ve altının seyri

Borsada yaşanan sert satışlar sonrasında tepki alımlarının geldiği görüldü. Endeks 1.060 seviyesinin üzerinde tutunmayı başarabilirse yukarı doğru tepki alımları güçlenecektir. Hisse bazında güçlenen hareketler gözlenebilir.

Dolar kuru ise 7.49 TL seviyesini test ederek zirvesini bir ileri noktaya taşıdı. Dolar kuru haftayı 7.27 seviyesinden tamamladı. 8 haftalık ortalama 6.96 TL’de bulunuyor. 20 haftalık ortalama 6.79 TL, 50 haftalık ortalama ise 6.41 TL seviyesinde bulunuyor. Dolar/TL’nin ortalamalardan uzaklaşması olası kar satışlarını gündeme getirebilecektir. Teknik olarak 7.20’nin üzerinde kalınması kademeli olarak orta vadede 7.80 ile 9 ve 10 TL hedeflerinin gündeme gelmesine neden olacaktır. Dolar/TL kurunun yeniden 7.20’nin altına kayması bu nedenle önemli.

Altının uzun vadede yükseliş eğilimi devam ediyor. Altının onsunda 2.000 dolar direncinin aşılması ile birlikte hedef yükseldi. Bu nedenle 2.000 seviyesinin altında kalıp kalmadığı takip edilecek. 2.000 seviyesinin üzerinde pozisyonlar korunabilir.

Fonlar öne çıkıyor

Dalgalı piyasalarda yatırımda fon sepeti oluşturmanın önemi daha fazla artıyor. Yatırım fonların içerisinde ise değişken fonlar öne çıkıyor. Ata Portföy Genel Müdürü Mehmet Gerz, “Döviz ve faizde yeni bir denge oluşuncaya kadar piyasalar dalgalı seyredebilir. Mevduata alternatif arayan yatırımcılara, risk-getiri açısından dengeli olan değişken fonları tavsiye ediyoruz” diyor. Düşük faiz ortamı yatırım fonlarını daha fazla ön plana çıkardı. Fonların çok değişik enstrüman guruplarında seçenekler sunması avantaj sağlıyor. TEFAS sayesinde, serbest fonlar dahil bütün fonları, her bankadan almak artık mümkün. Ancak hala sağlıklı bir yatırım iklimi oluşabilmiş değil. Gerz, sağlıklı bir yatırım ikliminin oluşturulabilmesi için yatırım danışmanlığı düzenlemesinin yapılması gerektiğini belirtiyor.

Yatırım fonları alanında atılabilecek her adım sermaye piyasalarının gelişmesi açısından önem taşıyor. Fonların performanslarının da yükselmesi bireysel yatırımcıların fonlar aracılığı ile borsaya gelmesini teşvik edecektir.

TL cazip hale gelmeli

Yatırım iklimindeki değişim hiç şüphe yok ki TL’nin cazip bir alternatif seçenek haline gelmesinden geçiyor. Küresel bazda dipten dönme eğiliminde olan reel sektör verilerinin güçlenmesi ise fiyat istikrarından geçiyor. Yatırımcıların öngörülebilir bir ortamda olmaları beraberinde içinde bulundukları sektöre yatırımda bulunmaları için cesaret verecektir. Halihazırda belirsizlik ağırlıklı olarak döviz ve altına yönelime sebep olurken reel sektörde de yatırımların minimum seviyede kalmasına yol açıyor. Piyasaların toparlanacağına dair oluşacak güçlü kanaat reel sektörde yatırımları teşvik ederken mali piyasalarda da TL enstrümanlarında pozisyon almayı güçlendirecektir.