28 Şubat 2018 Çarşamba

Kredi kartı sayısında Avrupa lideri olduk

Türkiye, 2018 Ocak ayı itibarıyla 62,7 milyon kredi kartı, 133,3 milyon da banka kartı olmak üzere toplamda 196 milyonluk kartla Avrupa’nın en fazla karta sahip ülkesi oldu.

Ajans Press, Türkiye’deki kart kullanım oranlarını ve medya yansımalarını inceledi. Ajans Press’in Bankalararası Kart Merkezi (BKM) verilerinden ve medya yansımalarından derlediği bilgilere göre, Türkiye, 2018 Ocak ayı itibarıyla 62,7 milyon kredi kartı, 133,3 milyon da banka kartı olmak üzere toplamda 196 milyonluk kartla Avrupa’nın en fazla karta sahip ülkesi oldu. Buna ek olarak, Türkiye, kart kabul noktasında yaklaşık 2,4 milyon adet kabul noktası ile Avrupa’da en fazla terminale sahip İtalya’nın önünde yer aldı.

ITS Medya ve Ajans Press’in gerçekleştirdiği medya incelemesine göre kredi kartları haber çıkışlarıyla ekonomi sayfalarının gündeminde yer aldı.Kredi kartları geçtiğimiz yıl 17 bin 821 habere konu olurken bu rakam bir önceki yıl 16 bin 863 oldu.Elde edilen veriler neticesinde, geçen yıl yüzde 15 büyümeyle düzenli artış gösteren kartlı ödemeler, bu yıl da büyümeye devam etti. 2017 yılı Ocak ayında 49,9 milyar TL olan kartlı ödeme tutarının 2018 Ocak tarihi itibarıyla yüzde 22 artış göstererek 60,7 milyar TL’ye çıktığı görüldü. Türkiye’de artan dijital dönüşümün de etkisiyle,internetten yapılan kartlı ödemelerin son beş yıl içerisinde büyük oranda artışa geçtiği belirlendi. İnternetten yapılan kartlı ödemeler, Ocak ayında MTV ödemelerinin de denk gelmesiyle beraber, 10 milyar TL’nin üzerine çıktı. Böylelikle, 2017 yılında yüzde 14,5 olan internetten kartla yapılan ödemelerin, toplam kartlı ödemeler içindeki payı yeni bir rekor kırarak yüzde 16,4’e ulaştı.

EN ÇOK KARTLA ALIŞVERİŞ SEVGİLİLER GÜNÜNDE YAPILDI

14 Şubat Sevgililer Günü’nde geçen yıl 1,9 milyar TL’lik kartlı ödeme yapılırken, bu yıl bu tutar 2,2 TL’ye ulaşarak, yüzde 16 artış göstermiş oldu.Sevgililer Günü haftasını içeren 8-14 Şubat tarihleri arasında, 1-7 Şubat haftasına göre en fazla yüzde 75’le kuyumculuk sektöründe yaşandı. Aynı dönem içerisinde sağlık/kozmetik ürünlerinde yüzde 15 artış yaşanırken, elektronik eşya sektörü yüzde 10 artışla en fazla artışın yaşandığı bir diğer sektör oldu.

Vatandaş tasarruflarını evde saklıyor

Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, vatandaşların Türk Lirası, döviz ve altın tasarruflarını evde sakladığını söyledi
Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, Türkiye'de vatandaşların Türk lirası ve döviz tasarruflarından yüzde 20'sini evde nakit olarak sakladığını, altının evde saklanma oranının ise yüzde 77,2'yi bulduğunu bildirdi.

Tüfenkci, Bakanlık himayesinde Türkiye genelindeki israfın boyutlarının incelenmesi amacıyla yaptırılan araştırma sonuçlarına ilişkin bilgi verdi.

7 bölge, 26 ildeki bin 650 kişiyle görüşülerek yapılan araştırmaya göre, kamuoyunun yüzde 13,8'inin tasarruf kaygısı taşımadığını belirten Tüfenkci, kişilerin yüzde 86,4'ünün son bir yıl içinde tasarruf yapmadığını, ortalama tasarruf tutarının, aylık gelirin yaklaşık 5'te 1'i olduğunu söyledi.

Tüfenkci, tasarruf yapanların yüzde 37'sinin aylık gelirlerinin yüzde 10'undan azını, yüzde 36'sının ise yüzde 21'inden fazlasını tasarrufa ayırdığına işaret ederek, "Türk lirası ve döviz tasarruflarının yüzde 20'si evde nakit olarak saklanıyor. Tasarruf yaptığını belirtenlerin yüzde 36,2'si banka mevduatı, yüzde 35,3'ü altınla tasarruflarını değerlendiriyor. Özellikle altının evde saklanma oranı yüzde 77,2 gibi yüksek düzeyde." dedi.

KREDİ KULLANANLARIN ORTALAMA BORCU BİN 160 LİRA

Türk halkının borçlanma davranışlarına ilişkin sonuçları aktaran Tüfenkci, şöyle konuştu:
"Hane halkının yüzde 45'i kredi kartı sahibi, yüzde 10'unun banka kredisi borcu var. Banka kredisi kullananların ortalama aylık bin 160 lira kredi borcu bulunuyor. Kredi kartı sahiplerinin yarıdan çoğunun (yüzde 65,5) bir, yüzde 23,1'inin iki kredi kartı var. Aktif kullanılan kredi kartı sayısı ortalama 1,4 oldu. Bireylerin aylık ortalama kredi kartı borcu 969,7 lira olarak belirlenirken, yüzde 22,7'sinin bin liradan fazla borcu bulunuyor."

Gıda alışverişinde ihtiyaç listesine uyulmuyor

Tüfenkci, enerji tüketimine ilişkin araştırmadan çıkan sonuçları değerlendirirken, çamaşır ve bulaşık makinesi sahiplerinin yüzde 80'inin bunları kullandığını dile getirdi. Bulaşık makinesi kullanmanın elde yıkamaya göre 2 ile 13 kat su tasarrufu sağladığının altını çizen Tüfenkci, şöyle devam etti:

"Gündüz lambaları açma eğiliminin çok az olduğu ve gün ışığından faydalanmanın yaygınlığı gözlendi. Elektrikli aletlerin fişini çekmek ve bakımını yapmak, elektrik tasarrufuyla ilgili bilinç seviyesinin en düşük olduğu unsurlar oldu. Katılımcılar arasında tasarruflu ampul kullanılmasına ve elektrikli ürün satın alırken enerji verimliliğinin yüksek olmasına dikkat edildiği görüldü. Bireylerin yüzde 69,7'sinin evinin ısınma şeklinin doğalgaz olduğu, bunu kömür (yüzde 20,1) ve elektrik/klimanın (yüzde 9,9) izlediği belirlendi. Doğalgaz kullananların yüzde 67'si ise tasarruf açısından bunu tercih ettiğini belirtmiştir."

Yemekleri tüketeceği kadar pişirmenin ve gıdaları ihtiyacı kadar satın almanın ise gıda tasarrufu konusunda en çok sergilenen davranış olduğuna dikkati çeken Tüfenkci, gıda alışverişine çıkmadan önce alışveriş listesi hazırlamanın, bu listeye uygun biçimde alışverişi tamamlamanın ve artan gıdayı değerlendirmenin bilinç düzeyinin artırılması gereken alanlar olduğunu söyledi.

Tüfenkci, tüketicilerin giyim alışverişinden önce fiyat ve kalite karşılaştırması duyarlılığında olmasına rağmen, giyim kategorisinde ihtiyaç dışı tüketimin oldukça yüksek olduğunu bildirdi. Her 10 kişiden 6'sının ihtiyaç dışında ürün satın aldığını ve dolabında çok az giyilen giysiler bulunduğunu vurgulayan Tüfenkci, gelir ve gider karşılaştırmasına ilişkin ise şunları kaydetti:

"Toplumun yüzde 60'ı giderinin gelirinden fazla olması halinde yakınlarından borç alıyor. Hane halkının yüzde 33'ü borçlanma yöntemi olarak kredi kartını kullanıyor. Hane halkının yüzde 60'ı olası gelir artışını tasarruf yaparak değerlendirebileceğini belirtirken, yüzde 40'ı harcamalarını artıracağını öngörüyor. Vatandaşlar tarafından aylık giderleri azaltmak için öncelikle fatura tutarlarının azaltılması (yüzde 80,1), ihtiyaç dışı harcamaların düşürülmesi (yüzde 69,3) planlanıyor."

Son 1 yıl içinde bireysel emeklilik yoluyla tasarruf yapma oranının yalnızca yüzde 0,8 olduğuna işaret eden Tüfenkci, aylık ortalama, 65,4 lira su, 108,5 lira elektrik, 443,3 lira gıda, 210,1 lira giyim, 236,6 lira eğlence ve sosyalleşme harcaması yapıldığını dile getirdi.

- Alınması gereken tedbirler
Tüfenkci, ülkede israfın azaltılması için yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:
- İsrafla ilgili eğitim programları hazırlanmalı ve bu programlar yaşam boyu eğitim çerçevesinde sürekli hale getirilmeli.
- Finansal yönetim ve ev idaresi konusunda bilinçlendirme çalışması yapılmalı.
- Bireyler, tasarruf yapma ve tasarrufların finansal sistem içinde nasıl değerlendirilmesi gerektiği konularında bilgilendirilmeli.
- Ekonomi yönetimi tarafından tasarrufları teşvik edici önlemler alınmalı, tasarruf yapmak cazip hale getirilmeli.
- Bireylerin ihtiyaçlarını ve beklentilerini tatmin edecek yatırım araçları geliştirilmeli.
- Bireyler kredi kartının ekonomik imkanlarına göre kullanımı konusunda bilinçlendirilmeli.
- Bireyler gıda tasarrufu için alışveriş listesi yapmaya teşvik edilmeli.
- Bireyleri sermaye piyasası araçlarına yönlendirici nitelikte yatırım danışmanlığı hizmeti verilebilir.
- Yastık altı tasarrufu finansal sisteme kazandırmak için faiz imkanları gibi cazip avantajlar sunulmalı ve bu avantajların duyurulması sağlanmalı.
- Yastık altı tasarrufun risklerinin altı çizilmeli.


25 Şubat 2018 Pazar

İşte son 10 yılın getiri şampiyonu

Milliyet'ten Zeynep Aktaş, yatırım araçlarının son 10 yıl içerisindeki getirilerini karşılaştırdı. Son 10 yılın getiri şampiyonu ortalama yüzde 16 kazançla altın oldu. İşte Aktaş'ın o yazısı:
Cumhuriyet altını son 10 yılda, yıllık ortalama yüzde 16 kazançla bütün yatırım araçlarını geride bıraktı. Aynı dönemde dolar yüzde 12, euro yüzde 10, borsa ise yüzde 9 kazandırdı.

Piyasalarda risklerin, hızlı haber akışının, oynaklığın ve getiri potansiyelinin yüksek olduğu bir dönem yaşanıyor. Bu nedenle sermaye piyasaları da yatırımcıların ilgi odağında. Riskten kaçınanlar ise her zamanki gibi güvenli limanlarda. Son 10 yıllık getirilere baktığımızda yıllık ortalama en yüksek getiri Cumhuriyet altınında. Dolar, euro ve borsa ise getiri sıralamasında onun gerisinden geliyor. Zaman zaman borsa ve dolarda yüksek getiriler oluşmasına rağmen yatırımcılar en yüksek getiriyi istikrarlı olarak altında sağladı.

Cumhuriyet altını yatırımcısına yıllık ortalama yüzde 16 oranında getiri sağladı. Parasını dolarda değerlendirenler son 10 yılda, yıllık ortalama yüzde 12 getiri elde ederken euro’ya yatırım yapanlar yıllık ortalama yüzde 10, borsaya yatırım yapanlar ise yıllık ortalama yüzde 9 kazandı. Bu dönem içerisinde yabancı payı en düşük yüzde 62 seviyesini gördü.

Borsa inişli çıkışlı

Borsa İstanbul’da yüksek getiriler olmasına rağmen istikrarlı bir yükselişten bahsetmek zor. Son 10 yıl içerisinde BIST 100 Endeksi art arda sadece iki yıl yükseldi. Yüzde 40’lık ve yüzde 50’lik getirilerden sonra düşüşler yaşandı.

2007 yılında yüzde 41 değer kazanan BIST 100 Endeksi hemen sonraki yıl 2008 kriziyle birlikte yüzde 51,63 oranında değer kaybetti. Yani endeks bir yıl içerisinde aldığı yoldan fazlasını bir sonraki yıl geri verdi. 2009 ve 2010 yılları ise yükseliş yılları oldu. Endeks 2009’da yüzde 96 yükselirken hemen ardından yüzde 24,95 oranında değer kazandı.

Ancak sonraki yıl yani 2011’de yeninden düşüş yaşandı. 2013 ve 2015 yılları da yine borsa endeksinin değer kaybettiği yıllar oldu. Bu dönemlerde hisse alanlar pek de mutlu olmadı.

Aynı sürede şirketlerin gelişim seyrine bakıldığında Borsada 2008 yılında 326 şirket işlem görürken 2018’e gelindiğinde şirket sayısı 416’ya çıktı. 10 yılda borsadaki şirket sayısı 90 adet arttı. Firmaların piyasa değeri 182 milyar TL iken 2018’e gelindiğinde 924 milyar TL’ye çıktı.

Hisse senetlerinin piyasa değeri beşe katlandı. Borsadaki yabancı payı ise yüzde 67,46’dan yüzde 64,99’a geriledi. Son 10 yıl içerisinde borsadaki yabancı payı yüzde 62’nin altına hiç düşmedi. Fakat her kriz dalgasında çok büyük değer kayıpları oluştu. İstikrarlı getiriler ise hisse bazında yaşandı.

Uzun vadeli yatırımda tercih yüksek kâr payı

Yüksek kâr payı ödeyen şirketler uzun vadeli yatırım yapanların tercihi olarak öne çıkıyor. Ünlü yatırımcı Warren Buffett 2005 yılında yatırımcılara yazdığı mektupta söze sahibi olduğu Berkshire Hathaway’ın yatırımları için, Berkshire’ın giriş stratejisi vardır fakat bir çıkış stratejisi yoktur diye başlıyor: “Biz şirketleri satmak için değil tutmak için alırız” diyor. Firmalarından bahsederken hiç bir zaman uzun vadeyi kısa vadeye feda etmediğini ve amacının şirketlerinin etrafındaki hendeği genişletmek olduğunu, ifade ediyor. Borsa İstanbul’da ise kısa vade çok rahat bir şekilde uzun vadeye feda edilebilmekte. Bunun nedeniyse hisse senetlerinde oynaklığın çok fazla olması ve yatırımcıların bundan yararlanma isteği. Ancak buna rağmen hisse bazında istikrarlı getiri sağlayan düzenli temettü ödeyen borsa şirketleri de var.

Her yıl nakit temettü verenler

Bu şirketlerin hisselerini ellerinde tutanların amacı kısa vadede hisselerde yaşanacak hızlı çıkışlardan ziyade şirketlerin ödedikleri kâr paylarını alabilmek.

Borsa şirketleri için temettü dönemi geliyor. Temettü ödeyen şirketler daha fazla ilgi görebilir. Son 10 yılda her yıl düzenli temettü ödeyen aynı zamanda yatırımcısına yıllık ortalama yüzde 15’in üzerinde kazandıran şirketler arasında Ford Otosan, Pınar Süt, Pınar Et Ve Un, Türk Traktör, Aygaz, Konya Çimento, Otokar, Tofaş Oto. Fabrika öne çıktı.

2018’de temettü verecekler

2018’de temettü vereceğini açıklayan 26 şirket bulunuyor. Bu şirketler içerisinden temettü verimi en yüksek şirket yüzde 18,51 ile İş Yatırım olurken onu yüzde 9,76 net temettü verimiyle Tüpraş takip ediyor. Tüpraş’ın kapanış fiyatı 118,5 TL ve yatırımcıya hisse başına net 11.56 TL ödeyecek. Aygaz yüzde 8,5, Aksigorta yüzde 7,32, Türk Traktör yüzde 6,77 temettü verimi ile öne çıkan borsa şirketleri.

Borsa ve dolar yönünü arıyor

Dolar kuru haftayı 3,7890 seviyesinden tamamladı. Dolar/TL’nin 3,72 ile 3,85 bandındaki hareketinde 3,85 seviyesi kritik bir direnç. Bu seviye aşılırsa 4’e doğru yükselişin devam ettiğini görebiliriz. 3,72’ye doğru gerilemeler ise 3,60 desteğinin izlenmesine neden olacak. Dar bant içerisinde sıkışma yaşayan dolar/TL’de orta vadede sınırlı bir hareket görülecektir.

Borsadaysa endeksin güçlü desteği 116.500 seviyesinde bulunuyor. Endeks bu seviyenin üzerindeki seyrini korudukça ilk hedefi 120.000 olacaktır. Haftayı 117.522 seviyesinden tamamlayan BIST 100 Endeksinde son bir haftadaki değer artışı yüzde 0.87 oldu. Haftanın en fazla değer kazanan sektörleri yüzde 5,29 ile ulaştırma ve yüzde 4,54 ile elektrik sektörü oldu.




ATM'lerden farklı bankı kartı ile para çekme işlemlerinde komisyon ücreti sınırı geldi

ATM'lerden farklı bankı kartı ile para çekme işlemlerinde alınan fahiş komisyon ücretlerine düzenleme getirildi

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu ( BDDK) Finansal Tüketici İlişkileri Daire Başkanı Ahmet Yılmaz, ortak ATM’lerden para çekenlerden alınan ücretlerin çok yükselmesi üzerine sınırlama getirdiklerine dikkat çekti.

GELİR KAPISI HALİNE GETİRENLER VAR!

Yeni Şafak'ın haberine göre Yılmaz “Ortak ATM’de alınan ücreti abartıp bunu gelir kapısı haline getiren bankalar var” diye uyardı.

100 LİRAYA 10 LİRA

Ortak ATM’lerin yaygınlaştırıldığını dile getiren Yılmaz, “Herhangi bir ATM’den 100 lira çekmek istediğinizde bunun komisyonu veya bankanın aldığı ücretle birlikte vatandaş yaklaşık 8-10 liralık ücret ödemek zorunda kalıyordu” dedi.

2 LİRA 30 KURUŞ SINIRI

Aralık ayında bir düzenleme yaptıklarını böylece de 100 liralık para çekiminde alınabilecek ücreti 2 lira 30 kuruşa kadar sınırladıklarını, söyleyen Yılmaz, bundan sonra azami alınabilecek ücretin 2 lira 30 kuruş olacağını belirtti.


İşte en çok petrol rezervine sahip ülkeler...

Global Firepower en çok petrol sahibi ülkelerin 2017 sıralamasını yayınladı. Türkiye'nin de listede olduğu araştırma sonucu işte en çok petrol rezervine sahip ülkeler...

1-Venezuela: 300 milyar varil

2-Suudi Arabistan: 269 milyar varil

3-Kanada: 171 milyar varil

4-İran: 157.8 milyar varil

5-Irak: 143 milyar varil

6-Kuveyt: 104 milyar varil

7-Birleşik Arap Emirlikleri: 98 milyar varil

8-Rusya: 80 milyar varil

9-Libya: 48.3 milyar varil

10-Nijerya: 37 milyar varil

11-Amerika Birleşik Devletleri: 36.5 milyar varil

12-Kazakistan: 30 milyar varil

13-Çin: 25 milyar varil

14-Katar: 25 milyar varil

15-Brezilya: 16 milyar varil

16-Cezayir: 12 milyar varil

17-Meksika: 9.7 milyar varil

18-Ekvador: 8.8 milyar varil

19-Angola: 8.4 milyar varil

20-Azerbaycan: 7 milyar varil

21-Hindistan: 5.6 milyar varil

22-Umman: 5.3 milyar varil

23-Norveç: 5.1 milyar varil

24 -Sudan: 5 milyar varil

25-Vietnam: 4.4 milyar varil

26-Mısır: 4.4 milyar varil

27-Güney Sudan: 3.7 milyar varil

28-Endonezya: 3.6 milyar varil

29-Malezya: 3.6 milyar varil

30-Yemen: 3 milyar varil

50-Türkiye: 300 milyon varil


16 Şubat 2018 Cuma

Nakdi kredilerin yüzde 40'ı İstanbul'a

Toplam nakdi kredi stoku 2017 sonu itibarıyla 2 trilyon 127 milyar lira düzeyinde gerçekleşirken, 855 milyar lira ile kredi stokunda liderliğini koruyan İstanbul, nakdi kredilerin yüzde 40,2'sini elinde bulunduruyor.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerinden derlediği bilgiye göre, toplam nakdi kredi stoku geçen yıl sonu itibarıyla 2 trilyon 127 milyar lira düzeyinde gerçekleşti.

İstanbul, toplam nakdi kredi kullanımında ilk sıradaki yerini korurken, 2017 sonunda İstanbul'dan kullanılan nakdi kredi tutarı 855 milyar lira oldu. Geçen yılki toplam nakdi kredi stokunun yüzde 40,2'si İstanbul'da kullandırıldı.

Mega kenti, 271 milyar liralık kredi kullanımıyla Ankara ve 109,2 milyar liralık kullanımla da İzmir izledi. Toplam nakdi kredi kullanımından başkent Ankara yüzde 12,7 ve İzmir yüzde 5,1 pay aldı.

Son bir yıllık dönemde İstanbul, Ankara ve İzmir'in toplam nakdi kredi stoku sırasıyla yüzde 13,4, yüzde 21,1 ve yüzde 27,2 artış gösterdi.

İstanbul'da takipteki kredi alacak oranı geçen yıl yüzde 2,5, Ankara'da yüzde 3,2 ve İzmir'de yüzde 3,1 olarak kayıtlara geçti.

Nakdi kredi kullanımı en az Bayburt'ta

Geçen yıl sonu itibarıyla nakdi kredi stoku en az il, Bayburt oldu. 572 milyon 295 bin lira tutarında nakdi kredinin kullanıldığı Bayburt'u 872,2 milyon liralık kullanımla Tunceli, 1 milyar liralık kullanımla Kilis ve 1,1 milyar liralık kullanımda Ardahan izledi.

2016-2017 döneminde Bayburt, Tunceli ve Kilis'te toplam nakdi kredi stoku sırasıyla yüzde 17, yüzde 22 ve yüzde 21,3 artış gösterdi. Bayburt'ta takipteki kredi alacak oranı geçen yıl yüzde 2,3, Tunceli'de yüzde 2,5 ve Kilis'te yüzde 3,3 olarak kayıtlara geçti.

Borcuna en sadık ile Gümüşhane

Takipteki kredilerin toplam kredilere oranı (NPL) geçen yıl itibarıyla en düşük il yüzde 1,58 ile Gümüşhane oldu. Bu oranla borcuna en sadık il konumunda bulunan Gümüşhane'yi yüzde 1,88 ile Siirt, yüzde 1,97 ile Denizli ve yüzde 2,02 ile Kahramanmaraş takip etti.

Şanlıurfa ise yüzde 5,82 ile takipteki alacak rasyosu en yüksek il olarak kayıtlara geçti. Bu ili yüzde 5,48'le Kütahya, yüzde 5,4'le Diyarbakır ve yüzde 5,3'le Afyon izledi.


13 Şubat 2018 Salı

Dardanel borçlarını neredeyse bitirdi

Finansal zorluklar çeken Dardanel büyük borçlarını ödedi, geriye sadece 18 milyon dolar borç kaldı
Yaklaşık 168 milyon dolar olan borçlarını 18 milyon dolara kadar düşürdüklerini ifade eden Dardanel Yönetim Kurulu Başkanı Niyazi Önen, “Bu borcumuzun da 4.5 yıl vadesi var. Ayda 360 bin dolar ödeme yapıyoruz. Ciromuz da 100 milyon dolara ulaştı. Hedefimiz her yıl Dolar bazında yüzde 25 büyümek, 5 yılın sonunda cirosu 300 milyon dolar olan bir şirket olmak” dedi.

1990’ların sonlarında Türkiye’de balık konserve üreticileri Avrupa Birliği’nden (AB) gelen bir haberle şok yaşadı. Habere göre sıfır gümrükle ihraç edilen balık konserveleri artık sıfır gümrükle ihraç edilemeyecek, yüzde 24’e yakın gümrük vergisi ödenecekti. Bu balık konservesi üreticilerinin Avrupa’daki pazar payını kaybetmesi anlamı taşıyordu. Alınan bu karardan en çok etkilenen şirketlerin başında Dardanel geliyordu. O yıllarda bu olayla başlayan sıkıntılar sonucunda Dardanel firması bir çıkmaza girdi. Dardanel Yönetim Kurulu Başkanı Niyazi Önen’in deyimiyle 40 milyon dolarlık borç önce 66 milyon dolara, sonra 130 milyon dolara, en son ise 168 milyon dolara kadar çıktı. Şirketi satmak dahil her yolu akıllarından geçirdiklerini ifade eden Önen, “Şirketleri satmadık. Ek borç yapmadan, şirkete nakit yaratarak borçlarımızı ödemeye başladık. Borçları artık bitirmek üzereyiz. Şu anda 168 milyon dolar toplam borçtan 18 milyon dolar kaldı. 4 bankaya borcumuz var. Borçlarımız 4.5 yıl vadeli. Her ay bankalara 360 bin Dolar ödeme yapıyoruz” dedi. Birçok firmanın borçlarla uğraştıkları dönemde şirketlerini satın almak istediğini söyleyen Önen, “Çok görüşmeler yaptık. Ancak şirketimizi satmadık. Çok uğraştık ve borçlarımızı ödemeye başardık” diye konuştu.

GÜMRÜK VERGİSİ ETKİSİ

Niyazi Önen yaşananları şu şekilde anlatıyor: “Dardanel’in sıkıntıya girmesinin en önemli sebebi Avrupa Birliği’nin 1998-99 yıllarında aldığı sıfır gümrükle yapılan ihracatı durdurması kararı. Bu karar alındığında Türkiye’nin toplam ihracatı 3 milyar dolar civarındaydı. Bizim ihracatımız ise 100 milyon dolar seviyesindeydi. Türkiye’deki balık konservesi pazarı da o kadar gelişmemişti. Alınan kararın ardından yüzde 24 gümrük vergilerini devlete depozito olarak ödemeye başladık. Bunu AB’deki pazar payımız kaybetmemek için yaptık. Kriz döneminde bankalar kredilerini geri çağırmaya başladı. Yüzde 400 faiz uyguladılar. Devletle birlikte AB’ye karşı mücadele ettik. Alınan sıfır gümrüğün iptal edilmesi kararı 2003’e kadar sürdü. Ancak AB’deki pazar payımızı artık kaybetmiştik.”

Artık kötü günlerin geride kaldığına dikkat çeken Niyazi Önen, “Zor dönemlerden geçtik ama doğru bir ürüne sahibiz. Bulunduğumuz pazarda da lider konumdayız 100 milyon dolar net ciroya ulaştık. Bu ciroda kurmuş olduğumuz diğer şirketlerin de payı var. Bunlardan biri Niyazi Önen Gıda. MR: No markasıyla faaliyet gösteriyor. Konserve dışında yeni bir alan yaratmış olduk. Bir de Dardenia Fish and Bread diye bir markamız var. Orada da 13 şubeye ulaştık. Balık ekmek ve suşi gibi ürünler satılıyor. Böyle iki tane yeni kategori yaratmış olduk. 100 milyon dolarlık ciromuzun yüzde 80’i Dardanel’e ait. Hedefimiz ise çok net. Her yıl dolar bazında yüzde 25 büyümek istiyoruz. 5 yılın sonunda cirosu 300 milyon Dolar olan bir şirket olmayı amaçlıyoruz. Ciromuzda ihracatın payı ise yüzde 20 seviyelerinde. Balık konservesi pazarındaki pazar payımız ise yüzde 17. Bizden sonraki şirketin payı da yüzde 13 seviyelerinde. Balık konservesi pazarında markalı ürünlerin payı ise yüzde 60. Geri kalanı private label ürünler. Biz de çeşitli zincir marketlere onların markaları ile üretim yapıyoruz” diye konuştu.

BALIKLAR OKYANUSTAN

Sadece Türkiye’de değil tüm dünyada bilinen bir marka olmak istediklerinin altını çizen Niyazi Önen, “Şu anda 36 ülkeye ihracat yapıyoruz. Türk Cumhuriyetleri, Kuzey Afrika ve Avrupa’ya ihracat yapıyoruz. Yapılan ihracatın yüzde 80’i markalı. Balıklarımızın tamamına yakını yurtdışından geliyor. Örneğin sardalya ve hamsiler Türkiye’den karşılanıyor. Yılda 20 bin ton balık alıyoruz. Bunu konserve yapıp, satıyoruz. 20 bin tonda yaklaşık 15 bin ton bitmiş ürün elde ediyoruz. Geri kalanından balık unu ve yağı yapılıyor. Sıfır atık oluyor. Balık yemi yapan firmalara satıyoruz. Daha çok okyanuslarda avlanan balıklar geliyor. Ton balığı konserve işi dünyada çok büyük bir iş. Dardanel fabrikasında 1600 kişi çalışıyor. Büyük çoğunluğuda kadın” diye konuştu.

ABD'li şirketlerin kârı, yüzde 64 arttı

ABD'li 23 dev firmanın geçen yılın ekim-aralık dönemindeki toplam net kârı, bir önceki yılın aynı dönemine göre, yüzde 64 artarak 128,1 milyar dolara yükseldi.
Dünya devi ABD'li 23 büyük firmanın 2017'nin dördüncü çeyreğindeki toplam net kâr ve geliri, bir önceki senenin aynı dönemine göre artış gösterdi.

23 ABD'li finans, teknoloji ve enerji firmasının arasında 2017'nin dördüncü çeyreğinde en fazla net kârı ve geliri Apple elde etti.

23 Amerikalı finans, teknoloji ve enerji firmasının bilançolarından derlediği verilere göre, söz konusu şirketlerin toplam net kâr ve geliri geçen senenin dördüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 64 arttı.

23 şirketin geçen yılın ekim-aralık dönemindeki toplam net kârı, bir önceki yılın aynı dönemine göre, yüzde 64 artarak 128,1 milyar dolara ulaştı. Söz konusu şirketler 2016'nın aynı döneminde toplam 78,1 milyar dolar net kâr açıklamıştı.

Ayrıca, 2016'nın dördüncü çeyreğinde toplam 485,1 milyar dolar gelir eden 23 firmanın geliri de yüzde 13,7 artış kaydederek geçen yılın aynı döneminde 551,8 milyar dolara ulaştı.

Finans firmalarının toplam kârı yüzde 7 arttı

ABD merkezli uluslararası yatırım ve finans bankalarından JPMorgan Chase, Citigroup, Wells Fargo, Bank of America, Goldman Sachs ve Morgan Stanley'nin 2017 dördüncü çeyreğindeki toplam net kârı, geçen yılın aynı dönemine göre, yüzde 7 artarak 25,8 milyar dolara yükseldi. Bu bankalar 2016'nın Ekim-Aralık döneminde toplam 24,1 milyar dolar net kâr açıklamıştı.

Söz konusu 6 bankanın toplam geliri de 2016'nın son çeyreğinde 100,1 milyar dolardan 2017'nin aynı döneminde 102,5 milyar dolara yükselerek yüzde 2,4 artış kaydetti.

Bu bankalar içinde yıldan yıla net karı en fazla yükseliş gösteren yüzde 16,7 ile Wells Fargo, yıldan yıla geliri en fazla artış kaydeden de yüzde 5,5 ile Morgan Stanley oldu.

JPMorgan Chase ise bu 6 bankanın arasında geçen yılın dördüncü çeyreğinde en fazla net kâr ve geliri yakaladı. 2017'nin Ekim-Aralık döneminde bankanın net karı 6,7 milyar dolar, geliri de 25,4 milyar dolar olarak gerçekleşti.

Teknoloji sektöründe Apple yine zirvede

ABD teknoloji endüstrisinde faaliyet gösteren büyük firmaların 2017 Ekim-Aralık dönemindeki toplam net kâr ve gelirleri de yıldan yıla artış gösterdi.

Amerikalı teknoloji ve iletişim devlerinden Netflix, Verizon, Comcast, Intel, IBM, Facebook, Apple, Microsoft, Amazon ve Google'ın ana kuruluşu Alphabet'in geçen yılın son çeyreğindeki toplam net kârı bir önceki yılın aynı döneminde göre yüzde 65,4 artışla 86,5 milyar dolara yükseldi.

Söz konusu teknoloji şirketlerinin toplam geliri de 2016'nın son çeyreğinde 276,7 milyar dolardan 2017'nin aynı döneminde 321,67 milyar dolara yükselerek yüzde 16,2 artış kaydetti.
Teknoloji şirketleri arasında geçen yılın Ekim-Aralık döneminde en büyük net kâr ve geliri elde eden ise Apple oldu. Dünyanın piyasa değeri en büyük şirketi olan Apple bu dönemde 20,06 milyar dolar net kar elde etti. Ayrıca, firmanın 2017 dördüncü çeyreğinde kaydettiği 88,29 milyar dolarlık gelir de şirket tarihinde bir çeyrekte elde edilen en yüksek gelir oldu.

Enerji şirketlerinin toplam kârı yüzde 873 arttı

Yüksek petrol fiyatları sayesinde, ABD'li enerji şirketlerinin net kar ve gelirleri geçen yılın son çeyreğinde artış gösterdi.

Amerikalı enerji devlerinden ExxonMobil, Chevron, ConocoPhillips, Halliburton, Schlumberger, Baker Hughes ve Kinder Morgan'ın toplam net kârı 2016'nın Ekim-Aralık döneminde 1,63 milyar dolarken, 2017'nin aynı döneminde yüzde 873 artış göstererek 15,86 milyar dolara çıktı.

Bankalardaki altın hesapları rekor seviyede

Jeopolitik risklerdeki artış ve dövizdeki oynaklığın etkisiyle vatandaş "güvenli liman" altına yönelirken, bankalardaki altın hesapları geçen yıl 24 milyar 103 milyon lira ile tarihi yüksek seviyede gerçekleşti.
Altın fiyatlarındaki artışın etkisiyle çeşitliliği ve müşterisi son yıllarda artan hesaplar, küresel gelişmelerden olumsuz etkilenmek istemeyen tasarruf sahiplerini "güvenli limana" çekti.

Yastık altındaki altınların ekonomiye kazandırılmasına da aracılık eden altın hesapları, jeopolitik risklerdeki artış ve döviz piyasasındaki oynaklığın etkisi ile geçen yıl rekor seviyeye yükseldi.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerinden derlenen bilgilere göre, kıymetli maden depo hesaplarının tutarı, geçen yıl 24 milyar 103 milyon liraya ulaşarak tüm zamanların en yüksek seviyesinde gerçekleşti. Bu rakamın 23 milyar 474 milyon lirası yurt içi, 629 milyon lirası ise yurt dışı yerleşiklerin hesaplarından oluştu.

Bankalarda tutulan kıymetli maden depo hesapları tutarı 2016'da 17 milyar 445 milyon lira seviyesinde bulunuyordu. Bu da söz konusu tutarın 2017'de bir önceki yıla göre yüzde 38,2 arttığına işaret etti.

Bankalarda 153,6 ton altın var

Borsa İstanbul Kıymetli Madenler ve Kıymetli Taşlar Piyasası'nda (KMKTP) altının kilogramı geçen yılın son işlem gününü 156 bin 900 liradan tamamlamıştı. Buna göre bankalardaki kıymetli maden depo hesaplarının büyüklüğünün 2017 sonunda 153,6 ton düzeyinde gerçekleştiği hesaplandı.

Yapılan hesaplamalara göre, bankalardaki altın hesaplarının büyüklüğü, 2016 sonunda 132,5 ton seviyesinde bulunuyordu. Bu da kıymetli maden depo hesaplarının büyüklüğünde bir yıllık süreçte 21,1 ton artış kaydettiğine işaret etti.

"Raporlar altına ilgiyi doğruladı"

Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan ALB Forex Altın ve Emtia Piyasaları Müdürü Volkan Kuğucuk, altın hesaplarındaki yükselişin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın döviz yerine altın tasarrufu yapma çağrısı ile başladığını söyledi.

Bunun dışında elinde tasarrufu olan ve faize duyarlı yatırımcıların bankaların altın depolarına yöneldiğini belirten Kuğucuk, hem Dünya Altın Konseyi hem de BDDK raporlarının yurt içinde yatırımcının altına ilgisini doğruladığını ifade etti.


10 Şubat 2018 Cumartesi

Faizde 'Mahşerin üç atlısı"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, faizler için Merkez Bankası, BDDK ve kamu bankalarının aktif rol almasını düşünüyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bankaların karları üzerinden faiz eleştirisini sürdürürken, "Geçenlerde bir banka karını açıklıyor: 6 küsur milyar TL. Şimdi biz bu faiz lobisine mi çalışacağız? Birinci derecede Merkez Bankası ve BDDK, ondan sonra da devletin bankaları burada aktif rol almak zorunda" dedi. Vatikan ve Roma ziyaretlerinin ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan’ın açıklamalarını Hürriyet gazetesi Çarşamba günkü sayısında yayımladı.

Kendisinin başkanlığında yapılan faiz toplantısının ardından ilgili isimlerin kendi aralarında bir çalışma yürüttüklerini belirten Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: "Enflasyon, çift haneli rakamdan tek haneye inmiş değil. Bu mantıkla, bu kafayla gidildiği sürece inmez de. Şu anda yüzde 16, 17, 18, hatta 20’nin üzerinde faiz uygulayan bankalar var. Bunların olduğu bir finans sektörü içinde, bir bankacılıkta, yatırımcı nasıl olacak da işin içine girecek? Bu şartlarda istihdam nasıl düzelecek? Yatırım olmadan istihdam olur mu, olmaz, olmayacak. Ama birileri hala görmezlikten geliyor.

Bu konuda Merkez Bankası, BDDK ve kamu bankalarının rol alması gerektiğini söyleyen Erdoğan, "Siz aktif rol almadıktan sonra, öbürleri istediği gibi at oynatır. Dediğim gibi çalışma tamamlanınca, tekrar bir araya gelip konuşacağız. Hamdolsun biz IMF gibi bir beladan kurtulduk. Böyle imkan, böyle güç var, biz daha neden çekiniyoruz? İşi sağlam tutarsak oralara ulaşırız, kararlı dik duracağız, kesinlikle faizde taviz vermeyeceğiz" ifadelerini kullandı.

Faizin düşürülmesiyle enflasyonun da gerileyeceğini belirten Erdoğan, "Bunu görmemiz lazım. ABD’nin İsrail’in Avrupa’nın hali ortada. Hangi tezi savunuyorlar, ne yapıyorlar da onlarda enflasyon böyle bir konumda bulunuyor. Öyle ya da böyle bu meseleyi çözeceğimize inanıyorum" dedi.


9 Şubat 2018 Cuma

ABD'nin ham petrol üretimi rekor kırdı

ABD'nin ham petrol üretimi günlük ortalama 10,25 milyon varile tırmanarak, ülke tarihindeki en yüksek seviyeye ulaştı
ABD Enerji Enformasyon İdaresinin (EIA) bugün açıklanan verilerine göre, ülkenin ham petrol üretimi 27 Ocak-2 Şubat tarihlerinde, bir önceki haftaya göre günlük ortalama 332 bin varil artışla 10,25 milyon varile yükseldi.

Böylece ABD'nin günlük ham petrol üretim miktarı ülke tarihindeki en yüksek seviyeye tırmanarak, rekor kırdı. ABD'nin en yüksek ham petrol üretim miktarı en son Kasım 1970'de günlük ortalama 10,04 milyon varil olmuştu.

Ayrıca geçen hafta Suudi Arabistan'ın ham petrol üretimini yakalayan ABD, bu haftaki artışla birlikte Suudileri geride bıraktı ve dünyanın en büyük 2'nci ham petrol üreticisi konumuna yükseldi.

Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütünün (OPEC) en güncel verilerinin yer aldığı ocak ayı Petrol Piyasası Raporu'na göre, Suudi Arabistan'ın ham petrol üretimi aralık ayında günlük ortalama 9,92 milyon varil olmuştu.

ABD küresel petrol tüketiminde zirvede yer alırken, Suudi Arabistan ise dünyanın en büyük petrol ihracatçısı konumunda bulunuyor. Rusya ise ham petrol üretiminde dünyada en üst sırada yer alıyor.

Öte yandan, EIA'nın dün yayımlanan şubat ayı "Kısa Dönem Enerji Görünümü Raporu"na göre, ABD'nin günlük ham petrol üretiminin bu yıl 10,6 milyon varile yükselmesi, gelecek sene de 11,2 milyon varile ulaşarak Rusya'yı geçmesi öngörülüyor.

Petrol fiyatları düştü

EIA ayrıca, ABD'nin ticari ham petrol stoklarının 27 Ocak-2 Şubat döneminde 1,9 milyon varil (yüzde 0,5) artarak 420,3 milyon varile yükseldiğini açıkladı. Piyasa beklentisi ise stokların 3,2 milyon varil artması yönündeydi. Bir önceki hafta ham petrol stokları 6,8 milyon varil artış kaydetmişti.

Ticari ham petrol stoklarına dahil olmayan stratejik ham petrol stokları da geçen hafta 500 bin (yüzde 0,1) varil artarak 665,1 milyon varile yükseldi.

ABD'nin haftalık benzin stokları ise 3,4 milyon varil (yüzde 1,4) artışla 245,5 milyon varil oldu. Benzin stoklarına ilişkin piyasa beklentisi de 0,5 milyon varil artış olması yönündeydi. Benzin stokları bir önceki hafta 2 milyon varil azalmıştı.

Ayrıca söz konusu dönemde, ABD'nin ham petrol ihracatı bir önceki haftaya göre günlük ortalama 478 bin varil azalarak 1,29 milyon varile, ham petrol ithalatı da günlük ortalama 538 bin varil düşüşle 7,89 milyon varile geriledi.

ABD'nin ham petrol üretiminin rekor seviyeye ulaşmasının ardından küresel piyasada petrol fiyatları da düşüş gösterdi.

Londra Brent türü petrolün fiyatı 65,94 dolara, ABD'nin Batı Teksas (WTI) tipi petrolün fiyatı 61,89 dolara kadar geriledi.


8 Şubat 2018 Perşembe

Kamu bankaları faiz mi artırıyor

Dünya yazarı Alaattin Aktaş, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hükümetten gelen faiz düşürme çağrılarına rağmen kamu bankalarının özel bankalarla arasındaki faiz farkını kapatmasını değerlendirdi. İşte Aktaş'ın o yazısı:
Önce şu gerçeğin altını çizelim. Mevduat faizleri de, kredi faizleri de artıyor. Faizdeki bu artış eğilimi çok belirgin. Bu kısa izahtan sonra gelelim asıl konumuza; çünkü bugün üstünde durmak istediğimiz konu başka...

Başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere hükümet kanadı faizin yüksekliğinden şikayetçi. Özellikle Erdoğan, önceki gün yine bu konuya değindi ve bankaların milyarlarca lira kar ediyor olmalarına karşı "Faiz lobisine mi çalışacağız" şeklinde bir çıkış sergiledi. Erdoğan, faizin düşmesi konusunda Merkez Bankası, BDDK ve kamu bankalarının aktif rol alması gerektiği görüşünü dile getirdi. Erdoğan bu görüşleri ilk kez ifade ediyor da değil üstelik.

Ortada tuhaf bir durum yok mu sizce de... Cumhurbaşkanı Erdoğan yıllardır faizin düşmesi gerektiği görüşünü savunuyor; bunun için kamu bankalarının bir anlamda öncü olması gerektiğini söylüyor. Ama bakıyorsunuz, kamu bankaları faizi düşürmek ya da diğer bankalara göre düşük tutmak şöyle dursun, giderek diğer bankaların uyguladığı oranlara yaklaştırıyor, hatta oranlarını eşitliyorlar.

Buyurun resmi oranlara...

Banka banka araştırma yapmaya, kimin ne faiz uyguladığını belirlemeye çalışmaya gerek yok. Merkez Bankası tüm bankacılık sisteminin mevduata uyguladığı azami faiz oranlarını TL, dolar ve euro ayrımında açıklıyor, hem de vade detayına kadar inerek.

2016 ve 2017 yıllarının aralık aylarında uygulanan azami oranların listesini çıkarıp karşılaştırdık. Bu oranların fiilen uygulanan oranlar olduğunu, bankaların Merkez Bankası'na "uygulayabilecekleri tavan faizi" ayrıca ilettiklerini belirtelim. Örneğin bir aya kadar vadeli TL cinsi mevduatta aralık ayında fiilen uygulanan oran yüzde 15.90 ama bir ya da birden fazla banka "uygulayabilecekleri faiz" olarak yüzde 20 bildirmiş durumdalar. Yüzde 20 de Merkez Bankası kayıtlarında yer alıyor.

2016 yılının sonundaki oranlara bakıyoruz, her üç para cinsinde de, tüm vadelerde de kamu bankaları diğer bankalardan daha düşük Faiz uygulamışlar. Öyle ki, kamu ve diğer bankalar arasında bir aya kadar vadeli TL cinsi mevduatta tam 3.50 puan, bir yıl ve daha uzun vadeli mevduatta 2.73 puan fark var.

2017 sonuna geliyoruz; bir ay vadeli mevduattaki 3.50 puanlık fark sıfırlanmış. Bir yıl ve uzun vadeli mevduattaki 2.73 puanlık fark da 1.00 puana inmiş.

Kamu bankaları dışında kalan bankalar 2016'nın aralık ayında bir ay vadeli mevduata yüzde 15 faiz uyguladılar. Bu bankalar 2017'nin aralık ayında faizi yüzde 15.90'a çıkardılar.

Ama kamu bankaları aynı tarihler itibarıyla bir aya kadar vadeli TL cinsi mevduatın faizini yüzde 11.50'den yüzde 15.90'a yükseltip diğer bankaları yakaladılar. Faiz farkı kapandı. Tüm detayları tablomuzda izlemeniz mümkün.

Kamu bankaları söz dinlemiyor mu?

Cumhurbaşkanı Erdoğan her fırsatta faizin yüksekliğinden yakınıyor. Hatta Erdoğan bir keresinde "İktidarımız boyunca faiz konusunda başarılı olamadık" itirafında bulunmuştu.

Haydi Merkez Bankası özerk ve faiz konusunda istediğini yapıyor diyelim. Kamu bankaları da aynı statüde değil ya. Onlar nasıl oluyor da faizi düşürmek şöyle dursun, giderek artırabiliyorlar?

Kamuoyu önünde böylesine bir çatışma, böylesine bir görüş ayrılığı sergileniyor ama kapalı kapılar ardında bu konuda çoktan uzlaşıldı mı acaba?


TL bazında Türkiye’de gerçekleştirilen en büyük özel sektör halka arzı Enerjisa oldu

2018 yılının dev halka arzlarından biri olan Enerjisa Enerji için Borsa İstanbul'da ilk gong çalındı.

Türkiye’nin öncü ve örnek şirketi olan Enerjisa Enerji, 8 Şubat 2018 tarihi itibariyle Borsa İstanbul’da işlem görmeye başladı. Yerli ve yabancı yatırımcıların yoğun ilgi gösterdiği, Türkiye’nin en büyük özel sektör halka arzı olarak tarihe geçen ve hisselerinin yüzde 20’si halka açılan Enerjisa Enerji, düzenlenen gong töreninin ardından ENJSA kodu ile işlem görmeye başladı.

Türkiye’nin lider enerji şirketlerinden Enerjisa Enerji’nin halka arzı tarihi rekorla tamamlandı. Enerjisa Enerji’nin halka arzı nedeniyle Borsa İstanbul’da düzenlenen gong törenine; T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı ve E.ON CEO’su Johannes Teyssen, Sabancı Holding CEO’su Mehmet Göçmen, Enerjisa CEO’su Kıvanç Zaimler ve Borsa İstanbul Yönetim Yönetim ve İcra Kurulu Başkanı Himmet Karadağ katıldı. Ak Yatırım’ın konsorsiyum lideri olarak görev aldığı halka arz ile yüzde 20’si halka açılan Enerjisa Enerji, gong töreninin ardından ENJSA kodu ile işlem görmeye başladı.

Türkiye’nin en büyük özel sektör halka arzı

Blackrock, Fidelity Management &Research, Moon Capital gibi global yatırım şirketlerinin de içerisinde yer aldığı güçlü yabancı ve yerli yatırımcılar tarafından büyük ilgi gören halka arza, 4,8 kat talep geldi. Enerjisa’nın hissedarları E.ON ve Sabancı Holding’in yüzde 20 hissesinin halka arzında, şirketin toplam piyasa değeri 7 milyar 380 milyon TL oldu. Bu piyasa değeri ile Enerjisa Enerji, TL bazında Türkiye’de gerçekleştirilen en büyük özel sektör halka arzı olarak, tarihi bir rekora imza attı.

Enerjisa Türkiye’de ‘öncü’ ve ‘örnek’ bir şirket oldu

Gong töreninde konuşan Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, Enerjisa Enerji’nin halka arzı ile bir rüyasının gerçekleştiğini belirterek, “2005-2018 uzun bir yolculuktu. Bugün geldiğimiz noktayı ben kendi açımdan, bir rüyanın gerçekleşmesi diye değerlendiriyorum” dedi.
Enerjisa’nın Türkiye’nin “öncü” ve “örnek” şirketi olduğunu vurgulayan Sabancı, “Enerjide ‘örnek’ ve ‘öncü’ şirket olma sorumluluğumuz, bu halka arz ile daha da artıyor. Enerjisa’nın tüm yönetim ekibinin ve çalışanlarının yeni dönemde de bu sorumlulukla çalışmalarını sürdüreceğine inanıyorum” diye konuştu. Enerjisa Enerji’nin Sabancı Topluluğu’nun Borsa İstanbul’da işlem gören 13’üncü şirketi olduğunun altını çizen Sabancı, şunları söyledi;

“Sabancı Topluluğu için çok anlamlı bir günde bir aradayız. Az önce gongumuzu çaldık ve Sabancı Topluluğu’nun 13’üncü halka açık şirketi olarak, Enerjisa hisseleri Borsa Istanbul’da işlem görmeye başladı. Hayırlı olsun!

Bugün hem ülkemiz, hem enerji sektörümüz için hem de Topluluğumuz için tarihi bir gün. Birçok ilki yaşıyoruz. TL bazında Türkiye’de gerçekleştirilen en büyük özel sektör halka arzı Enerjisa oldu. Elektrik dağıtım ve perakende alanında da ilk halka arza edilen şirketiz. Enerjisa’nın, iyi yönetişim ve başarılı performansı sayesinde geldiği bu nokta, bize gurur veriyor. Biz, Sabancı olarak, enerjinin ülkemiz ve geleceğimiz için önemini ve potansiyelini çok önceden gördük. Enerjisa 22 yıllık bir şirketimizdir. Bu sektöre olan ilgi ve inancımızla 1996’da bu alandaki işlerimizin adını Enerjisa olarak koyduk. 1996’da otoprodüktör olarak çıktığımız yolda, 2005’te enerjiyi ana iş kolumuz olarak belirledik. 2008 ve 2013’teki dağıtım özelleştirmeleri Enerjisa’nın hikâyesindeki önemli kilometre taşlarımız oldu.
Bu süreçte inişler, çıkışlar ve zorluklar da yaşadık. Ancak, çabalarımız ve kararlılığımızın sonucunda bugün Enerjisa, Türkiye’de ‘öncü’ ve ‘örnek’ bir şirket oldu. Türkiye’nin ve enerji sektörünün potansiyeline olan inancımızla, ortağımız E.ON ile birlikte Türkiye enerji sektörünün en büyük yatırımcılarından olduk.

Enerji Bakanlığı’nın vizyonu ve liderliği; Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun sektöre yön veren adımları, potansiyeli çok yüksek olan bu sektörün doğru yönde gelişimine büyük katkı sağladı. Biz, ülkemizin ve insanımızın her şeyin en iyisine layık olduğu inancıyla çalıştık. Sabancı kalite anlayışını ve müşteri odaklılığını işimizin daima merkezine aldık. Sadece ekonomik boyutuyla değil, insanımızın yaşam kalitesinin ve standartlarının artması açısından da enerji sektöründe yeni bir dönem başlıyor.
2005-2018 uzun bir yolculuktu. Bugün geldiğimiz noktayı ben kendi açımdan, bir rüyanın gerçekleşmesi olarak değerlendiriyorum. Dünyada artan elektrifikasyon ve yeni teknolojilerin getirdiği olanaklarla sektörün potansiyeli çok artmıştır. Dijital ve mobil teknolojiler enerji üretiminden, dağıtımına ve nihai tüketimine birçok alanda hâkim oluyor. Şebekeler, binalar, şehirler ‘akıllı’ hale geliyor.
İşte biz bugün bu yüksek potansiyelin vadettiği parlak geleceği paylaşıyoruz. Enerjisa’nın parlak, dinamik, yeni nesil insan kaynağı, kurumsal yönetim anlayışı ve finansal gücümüzle, yarattığımız bu değere yatırımcılardan beş kat talep gelmiştir. Özellikle yerli yatırımcıdan gördüğümüz yüksek talep bizi ayrıca memnun ediyor. Yüzde 15 olarak planlanan yurtiçi tahsis oranımızı, gelen yoğun talebe karşılık verebilmek için yüzde 24’e kadar artırdık. Kendilerine bize duydukları güven için, Enerjisa’nın parlak geleceğine ortak oldukları için teşekkür ediyorum. Bu güven aynı zamanda bize ilave bir sorumluluk getiriyor.
Enerjide ‘örnek’ ve ‘öncü’ şirket olma sorumluluğumuz, bu halka arz ile daha da artıyor. Enerjisa’nın tüm yönetim ekibinin ve çalışanlarının yeni dönemde de bu sorumlulukla çalışmalarını sürdüreceğine inanıyorum.

“Son olarak, bizi bu güne taşıyan, Türkiye’nin bir numaralı enerji şirketini ortaya çıkaran 10.000’e yakın Enerjisa çalışanına tüm emekleri için yürekten teşekkür ediyorum ve hepsine yolunuz açık olsun diyorum. Ülkemize, sektöre ve Enerjisa’ya hayırlı, uğurlu olsun.”

“Halka arz, işin gerçek değerin kristalleştirdi”

Gong töreninde konuşan E.ON CEO’su Johannes Teyssen ise halka arzın başarısının, sermaye piyasasının Enerjisa’ya olan güvenini açıkça gösterdiğini söyledi. Teyssen, “Bugün, Enerjisa'nın halka açılmasını kutlamaktan gurur duyuyoruz. Bu kilometre taşını Türk elektrik dağıtım ve perakende sektörünün daha geniş bir tabandan finansman kaynaklarına erişmesi için sağlam bir adım olarak görüyoruz. Bu, son yıllarda Türkiye'de yapılan en büyük halka arz girişimlerinden biridir. Halka arzın başarısı, sermaye piyasasının, yatırımcıların kendilerine önemli fırsatlar sunan elektrik sektöründeki yüksek büyüme potansiyeline ikna olduklarını ve Enerjisa’ya olan güveni açıkça göstermektedir. Ayrıca saygın uluslararası yatırımcıların hisselerimize olan yoğun talebi Türkiye enerji sektörüne inancımızı tekrar teyit etmektedir. Enerjisa'nın halka arzı, işin gerçek değerini kristalleştirmiştir. Enerjisa'nın başarı öyküsü, Türkiye'nin cazip iş ortamında, son derece deneyimli ve sonuç odaklı bir yönetim ekibi ve gözle görülür büyüme ile birlikte devam edecek ve her zaman Türkiye'nin enerji sektörünün kalbi olacaktır” dedi.

“Sabancı ile ortaklığımız büyük başarı”

Enerjisa’ya beş yılı aşan bir süredir ortak olduklarını hatırlatan Teyssen, E.ON’un Türkiye’ye yatırım yapmasının nedenlerini şöyle sıraladı; “E.ON, Türkiye ve Enerjisa'ya yatırım yaptı, çünkü; Türkiye'de genişleyen ekonomi ve artan elektrik talebine, hızlı kentleşme ve genç dinamik nüfusa, yerel ortağımız Sabancı'nın gücüne, sağlam ve destekleyici düzenleyici çerçeveye inandık. Bu varsayımlara güvenmek doğruydu. Ekonomideki büyüme ve elektrik talebi tüm OECD ülkelerinin en büyüğü oldu. Kentleşme devam etti ve Enerjisa çalışanları Türk halkının enerjisini ve taahhüdünü sergiledi.”
Sabancı ile ortaklıklarının büyük bir başarı olduğuna dikkat çeken Teyssen, E.ON'un enerji teknolojisini ve Avrupa pazarlarındaki müşteri tecrübelerini, Sabancı Topluluğu'nun finansal uzmanlığı ve yerel bilgisi ile başarıyla birleştirebildiklerini söyledi. Teyssen, “9 milyondan fazla müşterinin güvenini kazanmış müthiş bir şirketten bahsediyoruz. Sabancı ile birlikte ortaklaşa kurduğumuz şirketimiz Enerjisa ile gurur duyuyoruz. Enerjisa'nın uzun vadeli başarısını desteklemek için birlikte çalışıyoruz. Güçlü endüstriyel uzmanlığımızı ve stratejik desteğimizi sağlamaya devam edeceğiz. Enerjisa, müşterilerimizin üstün müşteri hizmetleri ile güvenilir ve ekonomik enerji arzı sayesinde ihtiyaçlarını karşılamak için temel oluşturan değerleri ile şimdiye kadar kazandığı önemli başarılarına yenilerini ekleyecektir” diye konuştu.


7 Şubat 2018 Çarşamba

Türk Telekom: Borcu olsa da hâlâ altın yumurtlayan tavuk...

Borçlarını ödeyemeyen OTAŞ'ın Türk Telekom'daki paylarının satılacağı iddia edildi
Türk bankalarına olan kredi borcunu ödeyemeyen ve temerrüde düşen Türk Telekom'un hakim ortağı OTAŞ'ın elindeki paylarının Çinlilere satılacağı öne sürüldü.

Sabah Gazetesi'nden Dilek Güngör'ün haberine göre, büyük bir sorun olmazsa Türk Telekom Çinliler'in olacak.

Güngör'ün haberi şöyle:

Dün Türk Telekom ile ilgili bomba bir kulis öğrendim. Kulis dediğime bakmayın. Aslında iş epeyce ilerlemiş. Hatta sonlanmak üzere. Çok büyük bir sorun çıkmazsa şirketin yeni sahibi Çinliler oluyor...
Malum, bir süredir Türk Telekom OTAŞ kredisiyle gündeme oturmuş durumda.
Neydi bu kredi meselesi...
Şirketin yüzde 55'ine sahip olan Hariri ailesine ait Oger Telecom'un sahip olduğu OTAŞ özelleştirmeden sonra bankalardan kredi kullanmıştı. Daha sonra bunu yapılandırmak için 20 bankadan 4 milyar 750 milyon dolar almıştı. Kredi karşılığında da Türk Telekom'un yüzde 55 hissesini teminat olarak göstermişti. Hariri ailesinin işleri Lübnan'da bozulunca OTAŞ kredi taksitlerini ödeyememişti. Bankalar da krediyi yakın izlemeye alıp hukuki süreç başlatmaya karar vermişti.
Öyle görünüyor ki, OTAŞ'ın bankalarla problemi devam ederken satış görüşmeleri de hızlanmış. Bir süre önce Avusturya'dan bir firmayla da masaya oturulduğunu biliyorum.
O firmayla görüşmeler sürerken, Çin'in büyük bir teknoloji şirketi Türk Telekom'un kapısını çalmış.
Şu anda Çinli firmayla pazarlıklar son noktaya getirilmiş. Yeni ortağın adı bende kalsın.
Diyebilirsiniz ki, "Türk Telekom'un bu kadar borcu var da nasıl yabancı yatırımcıların ilgi odağında." Şöyle ki, 2017'nin 9 aylık rakamlarına bakacak olursak, şirket kârını yüzde 88 artırarak, 1 milyar 248 milyon TL'ye çıkardı. Geliri yüzde 12.5 yükselişle 13.4 milyar TL oldu. Aktif büyüklüğü 26.5 milyar TL, piyasa değeri de 5.6 milyar dolar. Anlayacağız borcu olsa da hâlâ altın yumurtlayan tavuk...
Hal böyle olunca da her şartta taliplisi çıkıyor.


BAE'den bir ilk! Petrol ithal etti

Dünyanın en büyük petrol üreticilerinden BAE'nin, ilk defa ABD'den petrol ithal ettiği bildirildi
Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü'nün (OPEC) en büyük dördüncü petrol ihracatçısı olan Birleşik Arap Emirklikleri'nin (BAE), aralık ayında ABD'den yoğunlaştırılmış petrol ithal ettiği bildirildi.

Bloomberg News'in adı açıklanmayan bir kaynağa dayandırdığı habere göre, ABD'den petrol satın alan BAE, bölgedeki petrol rezervlerine göre daha kaliteli olduğu için ABD petrolünü tercih etti.

ABD verilerine göre de, ABD aralık ayında BAE'ye 700 bin varil petrol ihraç etti. Petrolün, Houstan'dan Abu Dabi'deki Ruwais Limanı'na 31 Ocak'ta ulaştığı kaydedildi.

ABD'de kaya petrolü üretimindeki artışın etkisi

Haberde, "birkaç yıl önce akla bile gelmeyecek bir adım" olarak nitelenen ithalatın, ABD'de kaya petrolü üretimindeki artışın ve ihracata yönelik yasakları kaldırmasının dünya petrol ihracatında yaşanan değişimin bir göstergesi olduğu belirtildi.

ABD'de petrol üretiminin, 2017 Şubat ayından 2018'in Kasım ayına kadar günlük 2 milyon varil civarında artması bekleniyor. 2013'te günlük 100 bin varil olan ihracat da geçen kasım ayında 1,5 milyon varile yükselmişti.

Lipow Oil Associates Başkanı Andy Lipow, "OPEC'in üyesi ve büyük bir petrol üreticisi olan BAE'nin sahip olduğu rezervler düşünüldüğünde, ABD ihracatının sürmesi pek olası değil" dedi.
BAE'de ocak ayında petrol üretimi günlük 2,85 milyon varili buluyor. OPEC'in düşük petrol ücretleri nedeniyle üretim kısıntısına gitme kararı öncesinde, 2016'da ülkenin günlük petrol üretimi 3 milyon varili geçiyordu.

BAE, daha önce de Katar'dan yoğunlaştırıöış petrol alıyordu ancak bu ülkeyle yaşanan siyasi kriz sonrasında geçen haziran ayında Katar'dan ithalat durdurulmuştu.


7 yurt dışı kurumsal yatırımcı Medical Park'ın halka arz olan paylarının yüzde 64'ünü aldı

Medical Park hastanelerinin işletmecisi MLP Sağlık Hizmetleri'nin halka arzında yüzde beşten fazla pay alan yatırımcılar açıklandı.

Buna göre 7 yurt dışı kurumsal yatırımcı yüzde beşten fazla pay aldı.

Singapur merkezli fon yönetim Temasek Holdings, 9 milyon 947 bin 368 adet hisse ile ek satış öncesi halka arz edilen payların yüzde 15,71'ini alarak ilk sırada yer aldı.

Temasek'i Londra merkezli gelişen piyasalar odaklı uzun vadeli fonlar yönetmekte olan Genesis, yüzde 11,62'lik oran ile izledi ve üçüncü sırada yüzde 10,26 ile Charlemagne Capital takip etti.

Bu üç şirketi Carrhae Capital, AllianceBernstein, Goldman Sachs Asset Management ve East Capital Management izledi. ABD'li Goldman Sachs ve Singapurlu Temasek ile Birleşik Arap Emirlikleri Merkezli East Capital dışında geriye kalanlar Birleşik Krallık'tan.

Listelenen 7 yurt dışı kurumsal yatırımcı 40,5 milyon adet hisse ile ek satış öncesi halka arz edilen payların yüzde 64'ünü aldı.

"ÇOK MUTLUYUZ"

MLP Care Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO'su Muharrem Usta, "Yurtiçi ve yurtdışından gelen talebin toplam büyüklüğü bizi mutlu etti. Halka arza Singapur, ABD, Birleşik Krallık, Birleşik Arap Emirlikleri ve Kıta Avrupası'ndaki tanınmış, büyük yatırım fonlarından ilgi oldu. En büyük ilgi ise Birleşik Krallık'ttan gösterildi. Bu ilgi hem şirketimize hem de Türkiye ekonomisine duyulan güveninin bir göstergesi. Bu nedenle çok mutluyuz" dedi.

Ak Yatırım Genel Müdürü Mert Erdoğmuş ise, "Halka arz için kurulan konsorsiyum, Ak Yatırım liderliğinde toplam 21 kurumdan oluştu. Halka arzda 30'u yurtdışı kurumsal yatırımcı olmak üzere toplam 5.351 yatırımcıdan talep toplandı. Güçlü, deneyimli ekiplerimiz ve dijital kanallarımızla şimdiye kadar birçok halka arzı güzel sonuçlarla tamamlamış bir kurum olarak, MLP Care halka arzını da başarı ile tamamlamış olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Dijital kanallarda yapmış olduğumuz yeniliklerle Akbank Direkt internetten sonra mobil üzerinden de hem hesap açılımı hem de halka arz talebi toplayarak yatırımcılara büyük kolaylık sağladık. TTüm çalışmalarımızın sonucunda yurt içi bireysel ve yurt içi kurumsal yatırımcı gruplarında en fazla talebi toplayarak birinci olduk. Medical Park ve Liv Hospital markalarını bünyesinde barındıran MLP Care halka arzında Ak Yatırım'a güvenen ve bu halka arzı mümkün kılan herkese teşekkürler" dedi.

KİMDEN NE KADAR TALEP GELDİ?

Şirket, 63 milyon 333 bin 333 adet arz üzerine 9 milyon 500 bin adet ek satış dahil 72 milyon 833 bin 333 adet payın tamamının satışını pay başına 19 liradan gerçekleştirdi, toplam talep 89 milyon 191 bin 659 adet oldu ve bunun 74,45 milyon adedi yurt dışı kurumsal yatırımcıdan. Toplam satışın 60,83 milyon adedi, yüzde 83,5'i de 30 yurt dışı kurumsal yatırımcıya yapıldı.

5 bin 252 yurt içi bireysel yatırımcı 7,9 milyon adet talep geçti ve 5 bin 59'u toplamda 6 milyon adet hisse aldı.

6 Şubat 2018 Salı

Altın rezervinde Türkiye ilk 10'da

TCMB, 2017 yılında 86 ton ile Rusya MB'nin ardından dünyanın ikinci en büyük altın alıcısı olurken, 564,8 tonluk altın rezervi ile ilk 10'a girdi.

Türkiye, 564,8 tonluk altın rezervi ile Hindistan'ın önüne geçerek dünya altın rezervleri ülke sıralamasında ilk 10'a girdi.

TCMB'nin altın rezervleri bir yılda yaklaşık 10 milyar dolar arttı.

TCMB geçen yıl 86 ton ile Rusya MB'nin ardından dünyanın ikinci en büyük altın alıcısı oldu.

Dünya Altın Konseyi verilerine göre, IMF ve Avrupa Merkez Bankası hariç elinde en çok altın rezervi bulunduran 15 ülke şöyle:

ABD - 8.133,50 ton
Almanya - 3.373,60 ton
İtalya - 2.451,80 ton
Fransa - 2.436,00 ton
Çin - 1.842,60 ton
Rusya - 1.838,80 ton
İsviçre - 1.040,00 ton
Japonya - 765,20 ton
Hollanda - 612,50 ton
Türkiye - 564,80 ton
Hindistan - 558,10 ton
Tayvan - 423,60 ton
Portekiz - 382,50 ton
Suudi Arabistan - 322,90 ton
İngiltere - 310,30 ton


Enerjisa'nın halka arzında yabancı payları dağılımı

Aslan payı ‘İngiliz’e

Halka arzda yabancılar 465 milyon lot talep ederken 180 milyon lot satın aldı. Halka arzda pastanın en büyük bölümü yani 180 milyon lot için yüzde 85’i yurtdışı kurumsal yatırımcılara ayrılmıştı.

Yurtdışı kurumsal yatırımcılardan hisseye gelen talep 2.5 kat yani 465 milyon lot oldu.

Yurtdışı kurumsal yatırımcılar kendilerine verilmesi planlanan 180 milyon lotluk hisseyi aldı. Ancak yerlilerden gelen yoğun talep üzerine yerlilere halka arzda ek satış için ayrılan pay dağıtılınca yabancılar halka arzda kendilerine ayrılan lot miktarını almalarına rağmen toplam dağılım içerisindeki payları yüzde 85’ten yüzde 76.5’e düştü.

Yabancı talebinde 45 milyon lotu ise sadece 3 kurum aldı. Halka arzda payların yüzde 8.23’ünü satın alan İngiliz Blackrock en büyük yatırımcı oldu. ABD’li Fidelity Management yüzde 7.29, ABD’li Moon Capital ise yüzde 5.64 pay aldı.

Enerjisa, ENJSA kodu ile 8 Şubat Perşembe  6.25 TL fiyattan işleme açılacak.

Hisseleri halka arzdan alamayanların ilk işlem gününde borsadan hisse almaya çalışması senette sert atakları getirebilir.

CEO’lar memnun

Sabancı Holding CEO’SU Mehmet Göçmen, “geldiğimiz noktada Enerjisa Enerji’ye özellikle yabancı yatırımcılardan gelen yüksek talebin, bizim açımızdan olduğu gibi Türkiye ekonomisi ve sermaye piyasalarının derinleşmesi açısından da büyük bir önem taşıdığını düşünüyoruz” dedi.

Şirketin Alman ortağı E.ON Üst Yöneticisi Johannes Teyssen ise “Bu başarı, yerli ve yabancı yatırımcıların Enerjisa’nın performansına duydukları güveni gösteriyor.  9 milyon müşterimiz daha da büyüyen gücümüzden fayda sağlayacaklar” diye konuştu.

Enerjisa CEO’su Kıvanç Zaimler de yaptığı açıklamada şirketin bugüne kadar sürdürdüğü başarılı performansı daha da güçlendirerek, kârlı ve güçlü büyüme sağlayacağını belirtti.


1 Şubat 2018 Perşembe

Moskova Borsası'nda TL dönemi başladı

Moskova Borsası'nın Türk lirası üzerinden işlemlere başladığı bildirildi. Borsada ilk günde Türk lirası üzerinden 1,5 milyon rublelik işlem yapıldı
Moskova Borsası'nda Türk lirası ile işlemler başladı. Borsa'dan yapılan yazılı açıklamada, Türk lirası üzerinden işlemlere başlandığı ve ilk günden yaklaşık 1,5 milyon rublelik işlem yapıldığı belirtildi.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Moskova Borsası Para ve Forex Piyasaları Genel Müdürü İgor Mariç, forex piyasasına yönelik araçların genişletilmesinin, Rusya ile Türkiye arasındaki dış ticaret faaliyetlerine katılan banka müşterileri ve yatırım şirketleri için yeni fırsatlar sağladığına işaret etti.

Rusya ve Türkiye arasındaki dış ticaret hacminin 2017'de yüzde 40 artarak 20 milyar doları geçtiğini hatırlatan Mariç, "Döviz piyasasında Rus rublesi ile Türk lirasının doğrudan alımlarının geliştirilmesi, karşılıklı anlaşmalarda ulusal para birimlerinin rolünün büyümesini teşvik edecek." değerlendirmesinde bulundu.

Moskova Borsası'nda halihazırda dolar, euro, İngiliz sterlini, İsviçre frankı, Hong Kong doları, Çin yuanı, Belarus rublesi ve Kazak tengesi üzerinden işlemler yapılıyor.

Moskova Borsası Türk lirasının yanı sıra Japon yeni üzerinden işlemlere de bir süre önce başlamıştı.

Alıntı:
http://www.borsagundem.com/haber/moskova-borsasinda-tl-donemi-basladi/1272712