25 Ocak 2014 Cumartesi

Para piyasalarında döviz rüzgârı sert esiyor

Global finansal krizle birlikte para piyasalarının en önemli aktörleri, ülkelerin ekonomi yönetimlerinden ziyade merkez bankaları oldu. Finans çevrelerinde kimse merkez bankası başkanı görevinde veya yönetiminde olmak istemiyor.

Merkez Bankası’nın, 14 Ocak Salı günkü Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında, piyasa beklentilerine ters yönde bir karar alarak Politika Faizi denilen haftalık faiz oranlarını değiştirmedi. Ek parasal sıkılaştırma kararı alındı. Söz konusu günlerde yoğun döviz satışı yapılacağı ve o günlerde günlük ortalama faiz oranının yüzde 9’lara yükselebileceği belirtildi.

    Merkez Bankası, bankalar arası piyasada birkaç çeşit faiz oranı uyguluyor. Bankalar, Merkez Bankası’na para yatırmak isterse uygulanan yıllık bazda gecelik faiz oranı yüzde 3,50, bankalar Merkez Bankası’ndan para kullanmak isterlerse uygulanan gecelik faiz yüzde 7,75’ten hesaplanıyor. Bankalar birbirinden para kullanacak olursa gecelik faiz yüzde 6,75 olarak uygulanıyor. Bu faizlerin ortalaması yüzde 7,00 civarında oluşuyor. Bu durumda faiz hesaplamaları oldukça karışık bir görünüm sergiliyor. Bankalar ve finans sektörü bu kadar karışık faiz yapısı yerine daha sade bir faiz oranı yapısı istiyor. Merkez Bankası’nın yüzde 4,50 olarak uyguladığı politika faizinin çok öneminin kalmadığı söyleniyor. Yıllık enflasyonun yüzde 8’ler düzeyinde olması ve politika faizi ile enflasyon oranı arasında negatif bir getiri olduğundan, bankalar, politika faizinin ilk etapta 200 baz puan artırılmasını istiyor. Merkez Bankası da faiz artırımının ekonomiye daha fazla yük getireceğini savunarak, faiz artırmak yerine düşük büyüme riskini de alarak parasal sıklaştırma yöntemini tercih ediyor. Merkez Bankası’nın faiz artırımı, bankaların mevduat faizine, reel sektörün kullandığı kredi faizine, vatandaşın kullandığı konut, ihtiyaç ve kredi kartı faizlerine ve zincirleme olarak diğer faizlere yükseliş olarak yansıyacak. Sanayicinin kullandığı yüklü kredilerin faizi de yükseleceğinden, sanayi ürünlerinin üretim maliyetleri de artacak. Dolaylı olarak enflasyona da olumsuz yansıyacak.

    Merkez Bankası, uzun süreden beri enflasyonu düşürücü ve dövizde fiyat istikrarını sağlayıcı para politikası uyguluyor. Bundan da taviz vermemek için, enflasyonda zaman zaman oluşan yükselişi ve dövizde fiyat istikrarsızlığının önüne geçmek için faiz artırmak yerine değişik enstrümanlar kullanarak parasal sıkılaştırmaya gidiyor. Merkez Bankası’nın PPK toplantısının ertesinde döviz fiyatları bir miktar geriledikten sonra perşembe sabahı bankalar arası piyasada hızla yükseldiği görüldü. Merkez Bankası, 2006, 2011 ve 2012 başında doğrudan döviz satışı yaparak döviz fiyatlarındaki oynaklığı önlemişti. Yine aynı yolu izleyerek aynı gün yaklaşık 3 milyar dolarlık doğrudan satışla dövize müdahale etti. Ayrıca ihale yöntemiyle de 400-200 ve 100 milyon dolar olmak üzere üç gün döviz sattı. Kaldıraçlı ve vadeli işlemlerde ay sonu döviz açık pozisyonlarının kapatılması eğilimi, siyasî ortamın oluşturduğu endişelerle de küçük ölçekli firmaların ay sonu döviz açık pozisyonlarını kapatma sürecini öne çekmiş olmaları dövize olan talebi artırıyor.

    Diğer taraftan halkın döviz alım-satımında piyasalardan uzak durması ve turizm mevsiminin henüz başlamamış olması dövizde arz cephesini de sınırlıyor. Bu arada Merkez Bankası hafta içinde 27 ve 28 Ocak tarihinde ek sıkılaştırmaya gideceği ve yüklü döviz satacağını da açıkladı. Dün bankalararası piyasada dolar 2,3350 TL ve Euro 3,2030 TL ile yeni zirvelerine ulaştı. Dövizin ateşi müdahaleye rağmen düşmüş değil. Bankalar arası piyasa ile Merkez Bankası arasındaki restleşmenin nerede ve nasıl sonuçlanacağı belli değil. İş dünyası, karamsar değil ama tedirgin. Dövizde baş döndürücü fiyat değişimlerini gün boyu iletişim araçlarından izlemeye çalışıyor. Dövizde sert rüzgârlar da esmeye devam ediyor.

M. Ali Yıldırımtürk

Alıntı:
http://www.zaman.com.tr/ali-yildirimturk/para-piyasalarinda-doviz-ruzgari-sert-esiyor_2195498.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder