31 Ağustos 2018 Cuma

Almanya'dan Afrika'ya ekonomik açılım

Almanya Başbakanı Angela Merkel, Batı Afrika ülkeleri Senegal, Gana ve Nijerya'ya bugün başlayacak 3 günlük ziyaret programında, zengin yer altı kaynakları ve geniş tarım arazilerine sahip olan Kara Kıta'da özellikle altyapı ve enerji alanlarındaki yatırım fırsatlarını masaya yatıracak.

Angela Merkel'in bugün başlayacak Senegal, Gana ve Nijerya'yı kapsayan ziyaret programı, Almanya ile Afrika arasındaki ekonomik ilişkilerini gündeme getirdi. AA muhabirinin derlediği bilgilere göre 3,5 milyon Alman firmasından sadece bin tanesi Afrika'da aktif durumda iş yapıyor.

Alman hükümeti, Alman firmalarının Afrika’daki faaliyetlerinden vergi alınmaması ve özel krediler sağlamak gibi teşviklerle kıtadaki ekonomik faaliyetlerini artırmayı hedefliyor. Ayrıca, Afrika'daki yatırım ve ticaret faaliyetlerinin artması için de Hermes kredilerini yükselten Almanya, Afrika'daki yabancı sermaye yatırımlarında aslan payını alan Çinli şirketlerle ortak yatırım yapılmasını da tartışıyor.

Yatırımlar yoluyla Afrika'nın göç veren ülkelerinin istikrara kavuşmasına ve kalkınmasına yardımcı olmayı da hedefleyen Almanya, aynı zamanda Türkiye’nin Afrika açılımı modelini de yakından izliyor.

Son aylarda Afrika ülkelerinin liderlerini Berlin’de ağırlayan Almanya Başbakanı Merkel'in, ziyaret edeceği ülkelerde yatırımların korunması anlaşmalarını yenilemesi bekleniyor.

Ticaret hacminin artırılması hedefleniyor
Afrika kıtasıyla Almanya arasındaki ekonomik ilişkilere bakıldığında henüz istenilen seviyeye ulaşılamadığı görülüyor. Zira, Almanya'nın Afrika ülkelerine yaptığı ihracatın toplam ihracat içindeki payı sadece yüzde 2'ye denk geliyor.

Almanya’nın geçen yıl Sahra Altı Afrika ile toplam ticareti 26,1 milyar avro olarak gerçekleşti. Bu da Avrupa’nın en büyük ekonomisinin sadece yüzde 1,1’lik dış ticaretine denk geliyor. Alman iş dünyası, karşılıklı ticareti daha yüksek rakamlara çıkarmak ve Afrika'nın ihracat payını artırmak için Afrika ile Ekonomik Ortaklık Anlaşması’nı (EPSs) da tartışıyor.

Zengin yer altı kaynaklarına ve geniş tarım arazilerine sahip olan Afrika ile ekonomik ve siyasi iş birliklerini güçlendirmek isteyen Almanya, bu kapsamda bazı Afrika ülkeleriyle Berlin’de ve kıta ülkelerinde birçok ekonomik konferans düzenledi.

Angela Merkel de Afrika kıtasındaki bazı ülkelere ziyaretler gerçekleştirerek özel yatırımlar konusunda destek olabilecekleri mesajını verdi.

Altyapı ve enerji fırsatları ön planda

Avrupa’nın lokomotif ülkesi Almanya, Afrika’da özellikle altyapı ve enerji alanlarındaki özel yatırım fırsatlarını değerlendirmeyi planlıyor.

Ülkede önemli altyapı ve enerji firmalarının bulunması bu noktada Almanya’nın elini güçlü kılarken, kıtaya ilgi duyan diğer AB ülkelerinden de pozitif olarak ayrıştırıyor.

Zenginliklerle dolu Afrika kıtası

Afrika, çok farklı bir tarihe ve kültüre sahip bir kıta. Yüz ölçümü olarak Avrupa'nın büyüklüğünün 3 katı ve Almanya'nın 85 katı olan Afrika kıtası, 54 ülkeden oluşuyor ve 3 bin etnik grup ve dili bünyesinde barındırıyor.

Aynı zamanda zengin bir kıta olan Afrika, zengin petrol ve altın rezervlerinin yanı sıra dünyanın en geniş tarım arazilerine de sahip.

2016 yılı verilerine göre 1,2 milyarlık nüfusunun yarısı 25 yaşın altında olan Afrika, ayrıca genç ve dinamik nüfusuyla da öne çıkıyor. Kıta nüfusunun 2050 yılına kadar iki katına çıkması bekleniyor ancak bunun hem avantajları hem de zorlukları olacağı düşünülüyor.

Bu özellikleriyle Afrika kıtası, kıta üzerinde yaşayan tüm insanları besleme potansiyeline sahipken, bu potansiyeli kullanamaması ve bazı ülkelerdeki siyasi istikrarsızlıklar nedeniyle yoksulluk, açlık, kötü beslenme ve salgın hastalıklar gibi büyük zorluklar çekiyor.

İŞ BİRLİĞİNDEN STRATEJİYE

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın öncülüğünde Türkiye’nin Afrika hamlesini çeşitli açılardan inceleyen İsmail Numan Telci, ‘iş birliğinden stratejik ortaklığa’ dediği “Ankara-Kara Kıta” ilişkilerini Sabah’taki köşesinde şöyle yorumluyor:

“Türkiye son yıllarda daha fazla önem atfettiği Afrika ülkeleri ile ilişkilerini geliştirmek amacıyla girişimlerini sürdürüyor. Bu noktada Afrika'yı stratejik bir bölge olarak gören Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kıtayı Türk dış politikasının gelecek dönemdeki önemli bir açılım alanı olarak kabul ediyor. Bu durum Türkiye'nin bölgeye yönelik siyasi ve ekonomik ilişkilerinde de kendisini gösteriyor.
2002'de Afrika'daki 12 ülkede büyükelçilik düzeyinde diplomatik temsilciliği bulunan Türkiye'nin halihazırda 40 büyükelçiliği bulunuyor.

Bu yakınlaşma ekonomik ve kültürel ilişkilere de yansırken Türkiye ile Afrika ülkeleriarasındaki ticaret hacmi 16 yılda 6 kat artarak 20 milyar dolara ulaşmıştır. Türkiye'nin son dönemde Afrika'ya yönelik artan ilgisinin bir başka göstergesi de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dış gezileridir.
Başbakan olarak göreve başladığı 2002'den bu yana 28 Afrika ülkesini ziyaret edenErdoğan 26 Şubat'ta başladığı Afrika turunda Moritanya ve Mali'ye de giderek bölgedeziyaret ettiği ülke sayısını 30'a çıkarmıştır. Cumhurbaşkanı Erdoğan Afrika turu kapsamında2013'ten bu yana ikişer kez ziyaret ettiği Senegal ve Cezayir'e de giderek bu iki ülkeye özel önem verdiğini göstermiştir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın son Afrika temaslarına daha yakından bakmak gerekirse dört ana boyutun varlığından söz edilebilir: siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel. Siyasi açıdan değerlendirildiğinde bu ziyaretler Türkiye'nin küresel dış politika vizyonu bağlamında Afrika'ya stratejik bir değer atfettiğini göstermektedir.

Nitekim Erdoğan Türkiye Cumhuriyeti tarihinde Moritanya ve Mali'ye devlet başkanı düzeyinde ilk ziyareti gerçekleştirirken Senegal ve Cezayir'le var olan iyi ilişkileri derinleştirme adına önemli anlaşmalara imza atmıştır.

Anlaşmalar ve yatırımlar

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ziyaretinin bir başka dikkat çeken boyutu ise ekonomidir.
Beraberinde birçok iş adamını da götüren Erdoğan dört ülkede de yaptığı konuşmalarda ekonomik ilişkilere özellikle vurgu yapmıştır.

Türkiye-Cezayir İş Forumu'na katılan Cumhurbaşkanı bu ülke ile Adana Yumurtalık Serbest Bölgesi'nde 1 milyar dolarlık yatırımın hayat geçirileceğinin müjdesini vermiştir. Yüzde 7'lik büyümeyle Afrika'da bu anlamda öne çıkan ülkelerden Senegal'de de Türk yatırımlarının artırılması konusunda Dakar yönetiminden destek isteyen Erdoğan Türk firmalarının çok daha kaliteli işleri daha düşük maliyetlere yapabileceğini belirtmiştir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Moritanya ve Mali ile de ticaret hacminin artırılması konusundan birçok anlaşmanın imzalandığını duyurmuştur.
Kültürel ilişkiler bağlamında da bu ülkelerle olan toplumsal bağların güçlendirilmesi konusunda girişimler devam etmiştir. TİKA'nın özellikle Cezayir ve Senegal'deki faaliyetleri bu anlamda dikkat çekerken kuruluşun Moritanya'daki ofisinin açılışı da Erdoğan'ın bu ülkeye ziyareti sırasında yapılmıştır.Türk kültürünün yurtdışında tanıtılması amacıyla hizmet veren Yunus Emre Türk Kültür Merkezleri'nin bir şubesinin de Senegal'in başkenti Dakar'da açılmasına karar verilmiştir.

Coğrafya açılımları

Bu temaslarla Erdoğan yönetiminin Türkiye'nin uzun yıllar göz ardı ettiği Afrika coğrafyası ile hızlı bir yakınlaşmayı hedeflediği söylenebilir. Bu nedenle özellikle 2005'ten bu yana Afrika coğrafyasına yönelik daha esaslı bir strateji geliştirilirken bölge ülkeleriyle yakın ilişkiler tesis edilmesi amaçlanmaktadır.

Türkiye'nin bu stratejisinin arkasında ise birkaç temel motivasyondan bahsedilebilir:
Bunlardan ilki Türk dış politikasının son dönemde daha aktif bir tutum izleyerek ülkenin uzun yıllar benimsediği Batı merkezli dış politikadan ayrılarak yeni coğrafyalara yönelmesidir. Bu çerçevede küresel bir siyasi aktör olma yönünde adımlar atan Ankara, bunun Afrika bölgesinde de etkili politikalar izlemekten geçtiğinin farkındadır. Bu nedenle özellikle son yıllarda bölgeye yönelik siyasi, ekonomik ve kültürel açılımlara hız verilmiş, Afrika ile Türkiye arasında birçok anlamda yeni bağların tesis edilmesine çalışılmıştır.

Türkiye'yi Afrika bölgesine yönlendiren bir diğer motivasyon kıtanın ekonomik olarak bakir ve yatırımlar açısından fırsatlar barındırıyor olmasıdır. Bu durum Türkiye hükümeti ve iş adamları tarafından dikkatle değerlendirilmekte ve bölge ülkelerine yönelik kamu ve özel sektör yatırımlarının ciddi rakamlara ulaştırılması amaçlanmaktadır. Bu bağlamda bölgede endüstri, sanayi, inşaat, ulaşım, turizm ve madencilik gibi alanlarda Türkiye merkezli yatırımlar sürekli artmaktadır.

Bu noktada üçüncü bir motivasyon da Afrika pazarının büyük oranda Batılı ülkeler tarafından yönetilmesidir. Bu ülkelerin ve yatırımcılarının Afrika'ya yönelik politikaları geçmişteki sömürgeci yaklaşımlarının izlerini taşıması bölge halklarının gerçek anlamda bu yatırımlardan yararlanamamasına neden olmaktadır. Buna karşın Türkiye, Afrika ile geliştireceği yeni ekonomik ilişkilerde bölge toplumlarının da faydalanacağı bir yaklaşım benimsemektedir. Bu yönüyle Türkiye yatırımlar yaparken bu ülkelerin kapasitelerinin gelişmesi anlamında da desteklerde bulunacaktır.
Türkiye'nin Afrika'ya yönelik stratejisinin bir başka motivasyonu ise bölge ülkelerinin birçoğu ile güçlü tarihsel bağlar ve benzer kültürel değerlere sahip olmasıdır.

Özellikle Kuzey Afrika, Afrika Boynuzu, Sahil bölgesi ve Batı Afrika'daki birçok ülke için geçerli olan bu durum Ankara'nın bu coğrafyalardaki ülkelere yönelik daha yakın politikalar izlemesine neden olmaktadır.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder