7 Ekim 2018 Pazar

‘MCKINSEY’SİZ YOLA DEVAM!

Piyasalarda hacim azalırken yatırımcılar beklemeye geçti. “Bakan arkadaşlara söyledim, McKinsey’den fikri danışmanlık hizmeti de almayacaksınız” diyen Erdoğan, ekonomide tartışmaları bitirdi.

Temmuz ayından bu yana en yüksek portföy büyüklüğüne sahip 8 ülkeden 186 fon ve yatırımcı Türkiye’den ayrıldı. McKinsey adımı ile yabancıların yeniden TL varlıklara dönmesi bekleniyordu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dünkü açıklamaları sonrasında McKinsey olmadan yola devam edilecek.

Önümüzdeki hafta ekonomi yönetiminin bu konudaki aksiyonlarının neler olacağı merak konusu. Türkiye’deki ekonomistlerin yetkinliğini herkes kabul etmekle birlikte, artan kredi risk primi, düşürülen kredi notları, bozulan makro göstergeler nedeni ile hisse ve tahvil piyasasında satış yapan yabancıların zedelenen yabancı güvenini onarmak için McKinsey adımına olumlu bakanlar da vardı. Ancak Cumhurbaşkanı’nın açıklamaları yabancı güvenini kazanmak için de bu yönteme gerek duyulmadığını gösterdi.



Peki neler olacak?

Piyasalar için kritik bir süreç yaşanıyor. Borsada 94.883, dolarda 6,1330’lu seviyeler test ediliyor. Hem borsada hem de döviz piyasasında hacim daralırken yabancı yatırımcıların satışları dikkat çekiyor. Piyasalarda aktif işlem yapanlar için zor bir dönem. Hacmin giderek daha fazla daralması fiyat hareketlerinde dengelenmeyi zorlaştırıyor. Yatırımcı cephesinden yapılacak en önemli adım riskleri ve fırsatları görerek yumurtaları aynı sepete koymamak.

TL mevduatlar cazip seçenekler oluştururken kısa vadeli borçlanma aracı fonları yatırımcıların ilgi alanında bulunuyor. Hisse senetlerinde ise ihracat ağırlıklı faaliyette bulunan, döviz borcu bulunmayan ya da düşük borçluluğa sahip ve turizm sektöründen olumlu etkilenmesi beklenen hisselerin ön plana çıkacağı anlaşılıyor.

Türkiye’nin gerilemeye başlayan Kredi Risk Primi (CDS) enflasyon verisi sonrası yeniden 400 seviyesinin üzerine çıkarak 420’ye yükseldi. Dolar kurunda spot piyasada zayıf hacim fiyat hareketlerindeki marjların daralmasına neden oluyor. Piyasaların hareketli olduğu günlerde 8-9 hatta 10 milyar dolara çıkan spot piyasa döviz işlemleri 5 milyar dolara geriledi. Aynı dönemde swap işlemlerinde de ciddi düşüş söz konusu. Ocak ayında günlük ortalama 8,9 milyar dolarlık swap işlem hacmi gerçekleşirken eylülde 3,2 milyar dolara gerilemiş durumda.



TL radara girecek mi?

Bir gerçek var ki, TL varlıklar eskisi kadar yurtdışı fonların ilgi alanında değil. Bankaların Türk Lirası karşılığı döviz işlem hacimlerinde yüzde 50’lere varan bir azalma söz konusu. Ekonomi yönetiminin ise yabancı para girişini sağlamak için çalışmaları sürüyor.

Bakan Berat Albayrak geçtiğimiz hafta Gelişmekte Olan Ülkeler Toplantısını İstanbul’da gerçekleştiren yatırım şirketi Franklin Templeton Investments’ın fon yöneticileri ve piyasa analistlerine Yeni Ekonomi Programı’nı anlattı. Eylül sonunda New York’ta küresel yatırımcıların güveni artırılmaya çalışıldı. Görünen o ki yabancı yatırımcıların yeniden TL varlıklara ilgi göstermeye başlaması ilk önce hacimdeki değişimden anlaşılacak. Hisse senetlerinde bunun etkilerini derinliği yüksek olan Endeks 30 hisselerinde göreceğiz.



Zeynep Aktaş - Milliyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder