26 Ekim 2020 Pazartesi

Arçelik teknolojisini "halka açıyor"

 Ar-Ge çalışmalarının rekabette fark yarattığını, fakat içinde bulunduğumuz dönemin “hep birlikte yapalım” dönemi olduğunu söyleyen Arçelik Sürdürülebilirlik, Kalite ve Resmi İlişkiler Direktörü Fatih Özkadı, “Arçelik tarafından çamaşır makinesi için geliştirilen ve mikroplastik liflerin suya karışmasını engelleyen teknolojiyi halka açık hale getireceğiz" diyor.


Birleşmiş Milletler 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ile uyumlu olarak, herkesin erişebileceği, daha az kaynak kullanan iklim dostu ürünler geliştirmeyi hedef edinen Arçelik, karbon nötr şirket olma hedefine ulaşıyor.


Enerji Verimli Buzdolapları Karbon Finansmanı Projesi kapsamında 20132018 yılları arasında 305 bin 407 ton CO2 emisyon azaltım hakkı elde eden şirket, yüksek enerji verimli buzdolaplarını pazara sunarak elde ettiği bu karbon kredisi ile 2019 ve 2020 yıllarında küresel üretim tesislerini karbon nötr hale getirecek.


Döngüsel ekonomi, enerji verimliliği, plastik kirliliği gibi alanlarda yaptığı çalışmalar ve Ar-Ge yatırımları ile Türkiye’nin iklim değişikliği politikalarına katkı sağlamayı amaçlayan Arçelik, Dow Jones Sürdürülebilirlik Endeksi'nin Gelişmekte olan Piyasalar kategorisinde Türkiye'den yer alan tek sanayi şirketi konumunda.


“Tehditlerle yaşayan değil, fırsatlarla yaşayan bir ülkenin oyuncusu olmayı hedefliyoruz” diyen Arçelik Sürdürülebilirlik, Kalite ve Resmi İlişkiler Direktörü Fatih Özkadı ile enerji etiketi uygulamalarında yeni dönemi, AB Yeşil Mutabakatı’nın Türkiye’ye etkilerini ve döngüsel ekonomiyi konuştuk..


Alman ve ABD’li iki firmadan talep var


Fatih Özkadı, Ar-Ge çalışmalarının rekabette fark yarattığını, fakat içinde bulunduğumuz dönemde rekabet kadar iş birliğinin de değer kazandığını ifade ediyor. Arçelik’in 2019 yılında duyurduğu mikrofiber filtreli çamaşır makinesi bu kapsamda önemli bir örnek. Dünyanın ilk yerleşik mikrofiber filtreleme sistemine sahip olan bu çamaşır makinesi, deterjan bölmesinin arkasında yer alan çok katmanlı filtreler sayesinde mikroplastik liflerin yüzde 90’ının suya karışmasını engelliyor. Fatih Özkadı, “Bu teknoloji için fikri mülkiyet korumasını sürdürmeyeceğiz ve halka açık bir hale getireceğiz” derken, şu bilgileri veriyor: “Biri Alman ve biri ABD’li iki firma, bu teknolojiyi bizden talep ediyor. Bu bizim için mutluluk verici. Biz içinde yaşadığımız dönemi, ‘hep birlikte yapalım dönemi’ olarak adlandırıyoruz; çünkü denizlerdeki balıkları hepimiz yiyoruz, çocuklarımız yiyor. Dolayısıyla, geliştirdiğimiz bu teknoloji ile ilgili bilgileri yakın bir süre sonra internette paylaşacağız.”


OSB’lerde döngüsel ekonomi projeleri desteklenmeli


Arçelik’in sürdürülebilirliği iş modeli olarak benimsediğini, Ar-Ge gücünü enerji verimliliği üzerine konumlandırdığını ifade eden Özkadı, “Ülke olarak döngüsel ekonomiyi sanayide iş yapma modeline entegre etmemiz gerekiyor. Bir fabrikanın atığının bir başka fabrikanın girdisi haline gelmesi; kritik sanayilerin yakınlaşması çok önem taşıyor. Bu kapsamda teşvik mekanizmalarının geliştirilmesi ve özellikle Organize Sanayi Bölgeleri içinde projeler geliştirilmesi gerekiyor” diyor. Sürdürülebilirliğin, AB’nin hayata geçireceği Yeşil Mütabakat sürecinde ayrıştırıcı bir rol üstleneceğine de değinen Özkadı, “AB pazarını kaybetmek Türkiye için çok kötü olur, dolayısıyla Türkiye’nin düşük karbon ekonomisini teşvik eden bir yol haritası belirlemesi çok önemli. Biz bu konuda tedarikçilerimizi, yardımcı sanayileri bilgilendirmeye devam ediyoruz. Yenilenebilir enerjileri üretim süreçlerimize dahil ediyoruz” bilgilerini veriyor.


Güneş paneli olmayan çatı kalmasın


“2014 yılında Bolu ve Eskişehir’de kurduğumuz elektrikli ve elektronik eşya geri dönüşüm tesisleri ile geri dönüşümden sağladığımız enerji kazancı, 2,5 MW gücünde 24 adet rüzgâr türbininin yıllık enerji üretimine eşdeğer” diyen Özkadı, şöyle devam ediyor: “2030 yılına kadar kendi üretim tesislerimizde 15 MW’lik yenilenebilir enerji sistemi kurmayı hedefliyoruz. Romanya operasyonlarımızda solar çatı uygulamalarımızla yüzde 100 yeşil enerji kullanıyoruz. Eskişehir’de de benzer bir uygulamayı hayata geçireceğiz. ‘Güneş paneli olmayan bir çatı kalmasın’ diyoruz.


Enerji verimliliğinde yeni zirveye koşuyor


Fatih Özkadı, buzdolabı üretiminde Ar-Ge çalışmalarına büyük bir önem verdiklerini ifade ediyor. Bunun nedeni, beyaz eşyalar tarafından tüketilen elektrikte en büyük payın buzdolabına ait olması. Bu kapsamda önemli bir gelişme de, Avrupa Birliği’nin, 2021’de yeni bir enerji etiketi sistemine geçiyor olması. Yeni enerji etiketi sistemi buzdolabı, çamaşır makinesi ve bulaşık makinelerinde geçerli olacak. Uygulamanın 2030 yılına kadar Türkiye’de konutlardaki elektrik faturalarında 23 milyar TL tasarruf sağlaması bekleniyor. Fatih Özkadı, geçtiğimiz sene yaptığı söyleşide, “Ulaştığımız enerji verimliliğini ifade etmek için, enerji etiketindeki sınıfl ar yetmiyor. Bu nedenle A +++ enerji sınıfı limitinden yüzde 10 daha verimli veya A+++ enerji sınıfı limitinden yüzde 50 daha verimli gibi tarif etmek zorunda kaldığımız ürünler var” yorumlarını yapmıştı. Yeni sistemde ise “A+++” etiketinin yerini “C” ya da “D” etiketinin alacağını söylerken, “Biz de yeniden ‘D’den ‘A’ya çıkmak için koşacağız” diyor.


Alıntı:

https://www.dunya.com/kose-yazisi/arcelik-teknolojisini-halka-aciyor/486210


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder