9 Ekim 2020 Cuma

Bir ekspertiz sorunu var ortada

Yeniden yapılandırma meselesi var. Vergi bacağı ayrı... Bir süredir, bankalarla şirketler arasında kredilerin yeniden yapılandırılması için ciddi bir trafik oluştu. Aslına bakarsanız sessiz sedasız, gürültüsüz patırtısız yürüyor. Bankalarla olan ayrı, bir de şirketlerin kendi içinde yeniden yapılandırmalar da artıyor. Bu konuda yavaş yavaş deyim yerindeyse bir endüstri oluştu. Kreditörlerin güvenini kazanmak için yeniden yapılandırma uzmanları işbaşında. Konkordatolardan da beklenen sonuçlar alınamadı. Sistemin 'zombi' denilen yarı ölü şirketleri kurtarmaya çalışmaktan başka bir işe yaramadığı yönündeki eleştiriler arttı. İflas ertelemeler de de öyle... 'Kaynakları boşa harcıyoruz' diyenler çoğalıyor. Kaynak kısıtı kendini hissettirdikçe, kredi imkanları azaldıkça, teminatlar bittikçe bu sıkıntılar da alevleniyor. Bunun bir bacağını, geçenlerde manşet yaptık gazetemizde. Şirketlerin yeniden yapılandırmalarının hız kazanmaya başladığı süreçte biz de gazetemizde dikkat çektik. Bir ekspertiz sorunu var ortada. Sanayiciler, özellikle OSB'lerdeki sanayici adeta isyan halinde. Çıkan ekspertiz raporlarının fabrikalarının, tesislerinin yarısı hatta bazen üçte biri değerinde olduğunu söylüyorlar. Bir banka genel müdürümüz de benzer bir durumun oteller için geçerli olduğunu söylüyordu. 'Türkiye'nin varlıklarını bu kadar ucuza satmak doğru değil. Kendi ayağımıza kurşun sıkıyoruz' diyordu. Eksperlere sorduğunda da, 'herkesin malı kendine kıymetli' diyorlar. Antalya OSB Başkanı Ali Bahar'la konuştum. OSB'nin belirlediği arsa fiyatı metrekaresi 800 lira ise, ekspertiz 400 diyor. "Üstündeki bina için de öyle. İçindeki makine deseniz hiç hesapta yok. Şimdi arsam değersiz, binam değersiz, makinem yani fabrikam değersizse madem, benden de kimse değerli bir şey talep etmesin. İstihdam, üretim beklemesin. Öyle ya, madem bu kadar değersiz bu sanayiciler, niye değer üretmemiz isteniyor ki?" diye adeta bu isyanı dile getiriyordu...

Ekspertiz kelimesi expert'ten geliyor. İşin uzmanı anlamında... Bu konuda yanlış anlaşılmak istemem. İster kendisine kıymetli olan mal sahibi, isterse alıcı tarafından baksanız, farklı fiyat çıkacağını biliyorum. Ama alıcının fiyatı fiyattır, alıcı ne veriyorsa ancak ona satabilirsin.

'Türkiye’yi bu kadar ucuza satmalı mıyız?'... Ben orasındayım işin. Çünkü bu, birçok alanda geçerli... Varlıklarımızın, dolayısıyla Türkiye’nin değeri birçok alanda düşmüş durumda. Borsaya baktığında bir dönem 5.5 dolara karşılık, tam bugünkünü söyleyeyim; 1.47 dolar seviyesinde. Gerçekten üçte birinin de altına inmiş durumdayız. Borsa çıkıyor, şöyle çıktı, şu arttı, bu yükseldi gibi şeyleri boş geçelim. Endekse bakacağız. Şu andaki TL’nin dolar ve Euro karşısında değer kaybetmesi rekabetçi avantaj olarak değerlendiriliyor ama reel efektif döviz kuruna baktığımızda, biz 2001’in bile altına inmiş durumdayız. Türkiye kur ve borsa bazında değerlendirildiğinde çok ucuz bir hale geldi. Biz kendimizi çok ucuza satıyoruz.

Reel efektif döviz kuru Türk Lirası'nın satın alma gücünü ima eder bir nevi. 2001 krizinin de, 1994'ün de altına geldik. 62.21'deyiz değer olarak...

TL aşırı değersiz bir durumda. Rekabetçi kurla biz avantaj sağlıyoruz deyince, bunun altını doldurmak pek de mümkün değil. Çünkü 100 dolarlık ihracata karşılık 70 dolarlık ithalat yapıyoruz. O zaman bu, 28-30 dolarlık bir ihracat için ülkedeki tüm kaynakları seferber ediyorsun, insanları ucuza çalıştırıyorsun demektir. Buna layık mıyız? Ben değiliz diye düşünüyorum. Ama 'istikrarlı kur' dediğiniz zaman gelin bunu konuşalım.

Bu ucuzlukla refahımızı artırmamız da mümkün değil. O zaman iç pazar da zayıflayacak demek oluyor. Tamam, Türkiye'de, refah düşse de, işsizlik yüzde 25 olsa da harcamalarını kısmayan yüzde 20'lik bir kesim var. Ama B ve C grubundaki tüketici kitlesi, asıl hayatın var olduğu geniş kesimin harcamaları kısıtlanıyor. Ekonominin çarkları açısından ciddi problem. Bugün vatandaşa aşırı pahalı gelen markalı konutların metrekaresi 1300-1400 dolarda. Hiç bu kadar ucuzlamamıştı...



Alıntı:

https://www.finansgundem.com/haber/agaoglu-tlnin-deger-kaybetmesi-faiz-artisiyla-durdurulabilir/1523899




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder