21 Kasım 2020 Cumartesi

Hırvatistan yeni vizeyle ‘dijital göçebe’ cenneti mi olacak?

 İngilizcede ‘digital nomad’ diyorlar. Türkçesi dijital göçebe. Zamana ya da mekana bağlı olmadan, internetin olduğu her yerde işini yapabilen şanslı insanlar. Son yılların yükselen değeri. Dünya haritasına bakıp yaşamak istedikleri yeri seçiyorlar, çantalarını sırtlarına atıp yola düşüyorlar. Tabii mevcut durumda, pasaportlarının kendilerine sağladığı kolaylık ölçüsünde. Mesela bir ABD’li ya da AB vatandaşı için daha kolay, Türkiye dahil pek çok ülkenin ‘sınırlı etkili’ pasaportları ile daha zor. Ancak şartları herkes için kolaylaştıran ya da eşitleyen ülkelerin sayısı artıyor.


Bazı araştırmalar şu an dünyada 4,8 milyon dijital göçebe olduğunu, 17 milyon kişinin de bu gruba dahil olma hazırlıkları yaptıklarını söylüyor. Özellikle koronavirüs döneminde uzaktan çalışma ve evlere mahkumiyet günlerinde, apartmanlarda beton kafeslerde yaşayanlar, güneşsiz kuzey iklimlerine mahkum olanlar ya da ‘yeni bir hayat’ denemek isteyenler, imkanları varsa göçebe olup yollara düşürüyor. Kaldı ki bu pek çok insan için memleketle ebediyen vedalaşıp ’terk-i diyar eylemek’ değil, bir hava alıp dönmek demek. Bir çevirmen, dijital pazarlama uzmanı ya da tasarımcının Toronto ya da Stockholm’un kışına mahkum olmaktansa Tayland ya da Costa Rica’da sahilde uzanıp işini yapıp, parasını kazanıp çok daha ucuza yaşaması iyi fikir değil mi? Ya da sırf yaşam maliyetlerini düşürmek için bu yolu seçmek makul değil mi?


Dijital göçebeler, artık pek çok küçük ülke için ‘ekonomiye büyük katkı’ aracı olarak da görülüyor. Mesela bu konuda en başarılı olanların başında Estonya geliyor. Aylık gelirinin 3 bin 500 eurodan fazla olduğunu kanıtlayan dijital göçebelere Estonya’nın, onlara da bu yolla AB’nin kapısı açık.


Şimdi, belki de dünyanın en güzel sahillerinin ülkesi Hırvatistan, Avrupa’da bu pastayı Estonya’dan kapmak için kolları sıvadı.


Her şey 14 yıldır Hırvatistan’da, Adriyatik’in incisi Split'te dijital göçebe olarak yaşayan Hollandalı girişimci Jan de Jong’un başlattığı kampanya ile alevlendi. De Jobg, Hırvatistan Başbakanı Adrey Plenkoviç’e sosyal medya üzerinden bir mektup yazdı. Özetle şunu söyledi:


“1991’de SSCB dağıldığında Estonya, ticaretinin yüzde 92’si Rusya’ya bağlı yoksul bir eski Sovyet ülkesiydi. 2020’de Avrupa’nın dijital başkentlerinden biri, dijital göçebe vizesi ile dünyanın en parlak beyinlerini, projelerini çeken, onların varlığından büyük ekonomik kazanç sağlayan bir ülkeye döndü. Estonya gri, soğuk bir Baltık ülkesi. Hırvatistan güneşi, denizi, doğasıyla bir cennet. Benzer vize-oturma izni imkanları sağlansa insanların Estonya’da ne işi var? Binlerce yüksek vasıflı dijital göçebe Hırvatistan’a akın eder. 3-5 ay iş yapan tatil beldelerinde ekonomi canlanır, yazlıklar, evler her ay kiracı bulur, kazandıkları paraları burada harcayacakları için esnaf bayram eder. Gelin bir adım atın ve siz de 1 yıllık dijital göçebe vizesi kolaylığı getirin."


Mektup yankı buldu. Medyada haber oldu. Ve sonunda Başbakan Plenkoviç, Jan de Jong’la Split ziyaretinde buluştu ve ilk ağızdan mevzuyu dinledi. İkna oldu. Görüşmesinin hemen ardından bir tweet attı:


“Hırvatistan dünyanın dijital göçebeler legal statü vereceği ilk ülkelerden biri olacak. Bunun için gerekli yasal değişiklikleri kısa sürede yapacağız.”


Bürokrasinin dişleri hala oldukça sağlam bir canavar olduğu, yabancı yatırımcıların pek çok sıkıntı yaşadığı, gayrimenkul alan yabancılara oturma izni bile verilmeyen Hırvatistan’ın ezber bozup bu radikal kararı alıp almayacağı şimdi merakla bekleniyor. Eğer alırsa, Hırvatistan’ın yakında dünyanın dijital göçebe cenneti olacağından kuşku yok.


Sistem net: Hırvatistan’daki şirketlerde çalışıp iş piyasasında haksız rekabet yaratmayacaksınız, milli sağlık sistemine yük olmamak için uluslararası geçerliliği olan sağlam bir sağlık-hayat sigorta poliçesi göstereceksiniz, dijital göçebe olarak bu işlerden aylık belli bir geliriniz olduğunu (muhtemelen 2-3 bin euro arası olacağı tahmin ediliyor) kanıtlayıp bu paranın çoğunu Hırvatistan’da harcayacaksınız. Ve bu düzeni bozmadığınız sürece her yıl yenilenecek vize-oturma izni alacaksınız. Neden olmasın?


Bu aralar dijital göçebelere kapılarını benzer şartlarda açan son ülke Gürcistan oldu. Tiflis, özellikle Batılı dijital göçebelerin yeni cazibe merkezi olma yolunda. Pek çok ülke de pastadan pay almak için rekabette. Türkiye için de düşünmenin vakti gelmedi mi dersiniz?


Kaynak:

https://www.dunya.com/kose-yazisi/hirvatistan-yeni-vizeyle-dijital-gocebe-cenneti-mi-olacak/483210



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder